Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10822 E. 2014/23228 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10822
KARAR NO : 2014/23228
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2010/19-2014/152

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 14.10.2002 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 32.825,11TL maddi, 14.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, 14.10.2002 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğu, kazanın nedeniyle kazalı A.. Ş..’in %15 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, kazanın oluşumunda %85 oranında davalı işverenin, %15 oranında ise kazalının kusurlu bulunduğu, davacı sigortalının 28.12.2009 tarihinde 5.000,00TL miktarlı olarak açtığı kısmi maddi tazminat davasında müddeabihi 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile artırdığı, davalı şirket vekilinin ıslah dilekçesinin kendisine tebliğ edildiği 03.12.2013 tarihini takip eden ilk oturumda ve yine 09.12.2013 tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesinde süresinde zamanaşımı def’in de bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Faiz alacağı bakımından da durum böyledir.
Somut olayda ise, maddi tazminat davası bakımından sigortalının 14.10.202 tarihindeki iş kazası nedeniyle maddi zararına yönelik talep edilen 5.000,00TL dışındaki 27.825,11TL’lik kısım için 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 19.11.2013 tarihli ıslah ile talebin artırıldığı, davalının ise ıslahen talep olunun maddi tazminat kısmı için süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken 19.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep olunan 27.825,11TL maddi tazminatın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekildi kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10/11/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.