Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1065 E. 2014/21521 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1065
KARAR NO : 2014/21521
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2011/800-2013/623

Davacı, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren 31/10/2010 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1995-31/10/2010 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasanın prim borçlarının yapılandırılmasına ilişkin hükümlerinden faydalanması istemine ilişkindir
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Kurumca kabul edilen süreler dışlanarak 01/05/1996-31/12/2003 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi Tarım Bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı af kanunundan yararlanması gerektiğine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 31/12/2010 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, yargılama sırasında 6270sayılı Yasa uyarınca tevkifatlar dikkate alınarak tescilin 01/05/1996 tarihine çekildiği, teslim ettiği ürünlerden ilk defa Nisan/1996 tarihi olmak üzere takip eden 1999, 2000, 2002 ve 2003 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı, 2004 yılında ürün tesliminin bulunduğu, 1977 yılında kooperatif, 2008 yılında ziraat odası kaydının başladığı, 01/03/2011 tarihinde 6111 sayılı Yasanın hükümlerinden faydalanmak için Kuruma müracaat ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, kayıtlarına göre tescilin Kurum tarafından 01/05/1996 tarihine çekildiği görülmektedir. Bu durumda dava 01/05/1996 tarihinden sonraki dönem yönünden konusuz kalmaktadır. Dolayısıyla mahkemece bu husus araştırılmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle Kurum tarafından tescilin 01/05/1996 tarihine çekilip bu tarihten itibaren davacının tarım Bağ-kur sigortalısı kabul edilip edilmediğini araştırmak, eğer kabul ediliyorsa dava bu dönemi itibariyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, eğer kabul edilmiyorsa şimdiki gibi karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.