Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1044 E. 2014/21530 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1044
KARAR NO : 2014/21530
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2013/174-2013/688

Davacı, 27/12/1983-19/09/1991, 23/02/1993-31/12/2004 ve 01/07/2005-02/05/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Yasa’dan yararlanma hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, her iki davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 27/12/1983-19/09/1991, 23/02/1993-31/12/2004 ve 01/07/2005-02/05/2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve 6111 sayılı Yasadan yararlanma hakkının saklı tutulması istemine ilişkindir.
Dairemizin 22/01/2013 tarih ve 2012/23135 E 2013/731K sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 01/04/1996 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, SSK kapsamında çalışmaya başlaması nedeniyle sigortalılığın 31/12/2004 tarihinde terkin edildiği, 01/01/2005-30/06/2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında kısa süreli çalışmasının bulunduğu, 03/05/2011 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığının yeniden başlatıldığı, 1996-2004 yılları arası düzenli prim kesintisinin bulunduğu,1976 yılında ziraat odası, 1977 yılında kooperatif kaydının başladığı, kolluk tutanağı ve tanık beyanlarında tarımla uğraştığının belirtildiği, 31/05/2011 tarihinde 6111 sayılı Yasanın hükümlerinden faydalanmak için Kuruma müracaatt bulunduğu anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre ” sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının,kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin,tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır.”
Öte yandan, gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında 2926 sayılı Yasa’nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmalardır.
Somut olayda, mahkemece, davacının Kurumca Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği 01/05/1996-31/12/2004 dönem yönünden hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak verilen karar 6111 sayılı Yasaya yönelik talep ve 01/07/2005 tarihinden sonraki dönem yönünden hatalı olmuştur. Çünkü 6111 sayılı Yasayla ilgili süresi içerisinde Kuruma müracaata bulunulduğu, ayrıca sigortalılığın kesilmesine neden olan SSK kapsamındaki çalışmalarında kısa süreli olduğu görülmektedir.
Yapılacak iş,
1-) süresi içerisinde müracaat bulunduğundan 6111 sayılı Yasaya yönelik talebin kabulüne,
2-) 01/07/2005 tarihinden sonraki döneme gelince, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğunu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, arazi kiralayıp kiralamadığı tespit etmek, tarımsal kredi kullanıp kullanıp kullanmadığını belirlemek, bu dönemde herhangi bir ürün yetiştirip yetiştirmediğini yetiştirmişse bu ürünleri teslim edip etmediği, teslim etmişse teslim edilen ilgili kişi ve kuruluşları tespit etmek, ayrıntılı bir zabıta tahkikatı yaptırtmak, ayrıca 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa kapsamında da değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.