Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10224 E. 2014/14581 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10224
KARAR NO : 2014/14581
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2014
NUMARASI : 2013/628-2014/192

Davacı, itibari hizmet süresinin tespitine, fiili hizmet süresine eklenmesine, sigortalılık süresinin fiili ve itibari hizmet süresi toplamı olarak belirlenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti ve sigortalılık sürelerine eklenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesidir. 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesi ile kazanılan hizmetler, işveren tarafından primi ödenmiş hizmetler üzerinden kazanılacağından ve mülga 506 sayılı Yasanın 77, 79 ve 85. maddeleri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde belirtilen şekilde ve yine 5510 sayılı Yasanın 3. maddesinin 5754 sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 14 ve 15. alt bentlerinde belirtildiği şekilde ay 30 gün, yıl ise 360 gün olarak bildirilen süreyi ifade ettiğinden ve hesaplamanın bu şekilde hizmet cetvelindeki primi ödenmiş gün üzerinden yapılması gerekir. Davacının hizmet cetveline göre kuruma bildirilen hizmet süresi 1933 gün olduğu halde,mahkemece 1971 gün üzerinden tespite karar verilmiştir.Davacının hizmet cetveli esas alınarak Kuruma bildirilen hizmetleri üzerinden itibari hizmet süresinin tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Somut olayda; davacı, davalı işverenin K.. Ş.. Fabrikası ve B. Ş. Mamulleri ve E. Tesisleri işyerlerindeki çalışmalarından dolayı itibari hizmet süresinin tespitini istemiştir. Davacının, işyeri şahsi dosyasından B. Ş. Fabrikasında da çalışması olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen dönemde geçerli, 506 sayılı Yasanın Ek. 5. maddesindeki düzenlemeyle tanınan itibari hizmet süresinden yararlanma olanağı, Yasanın öngördüğü biçimde, işkolu ve işyeri koşullarının birlikte gerçekleşmesi halinde, “Azotlu gübre ve şeker sanayiinde, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışan sigortalılardan, 1. Çelik, demir ve tunç döküm, 2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde, 3. Patlayıcı maddeler yapılmasında, 4. Kaynak işlerinde çalışanlar” için öngörülmüş olup; anılan madde koşullarının davacı
yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin bilimsel ve teknik veriler ışığında incelenmesi amacıyla oluşturulan kimya ve makine mühendisi ile hekim ve hukukçu bilirkişi kurulu tarafından K.. Ş.. fabrikası yönünden itibari hizmet şartlarının irdelendiği, mahkemece Boğazlıyan Şeker fabrikasındaki davacının çalışmasının 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesi kapsamında çalışma olup olmadığının araştırılmadığı görülmüştür.
Mahkemece, davacının bir kısım hizmetinin geçtiği Yozgat ve B. Ş.Fabrikasında keşif yaptırılarak, işyerinde yapılan işin niteliğine göre, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın Ek 5/IV. maddesindeki şeker sanayi işyerinin, sigortalının çalıştığı yerle ilgili olarak, 1-Çelik, demir ve tunç döküm, 2-Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde, 3-Patlayıcı maddeler yapılmasında, 4-Kaynak işlerinde çalışanların itibari hizmet süresinden yararlandırılması gereğine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, davacının bu fabrikada çalıştığı bölümle ile ilgili teknik ve yardımcı birimlerin birbirlerine bağlantı ve uzaklıkları ile bir bölümdeki fiziksel dış etkenlerden diğer bölümlerdeki çalışanların etkilenme dereceleri de belirlenerek, davacı işçinin işyerinde yapmakta olduğu işin niteliğine göre hangi zararlı etkenlerden ne şekilde etkilendiği hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturularak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, sadece K.. Ş.. fabrikasındaki keşifte hazır edilen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.