Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/10197 E. 2014/16561 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10197
KARAR NO : 2014/16561
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, Türkiye’de çalıştığı sürelerin tespitine, yararlanacağı prim gün sayısının belirlenerek borçlanma yolu ile emeklilik ve yaşlılık aylığı için gerekli koşulların belirlenmesine, borçlanma yolu ile emekli olup olamayacağının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı dava dilekçesi ile Türkiyede çalıştığı sigortalılık hizmet tespiti yapılmasını,yararlanabileceği prim gün sayısı belirlenerek borçlanma yoluyla yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesini ve borçlanma yoluyla emekli olup olamayacağının tespiti talebinde bulunmuş,27.02.2012 tarihli celsede dava dilekçesindeki yaşlılık aylığı talebinden vazgeçtiğini,sadece 10.05.1993 ile 17.10.2000 tarihleri arasındaki süreleri borçlanabileceğinin tespitini talep ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının Alman rant sigortasında sigortalı olarak başladığı 10.05.1993 tarihi ile Alman vatandaşlığına geçtiği 17.10.2000 tarihleri arasındaki süreleri Türkiyede borçlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
Kural olarak davayı kaybeden taraf yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumludur. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkemenin yargılama giderlerini taraflar arasında paylaştırması gerekir. Somut olayda davacının dava dilekçesindeki talebinin daraltılması nedeniyle mahkemece daraltılan bu talebe göre karar verilmesi durumunda istemin bir kısmından feragat edildiğinden davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın kabulü denmek suretiyle davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. (HMK 370/2) maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı avukatlık ücreti yönünden düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına bir bent olarak “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500.00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.