Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9791 E. 2014/9662 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9791
KARAR NO : 2014/9662
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2010/395-2013/337

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve S.. T.. (Şentürk) vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum ve davalı işveren S.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 2009/4-3.2.2010 tarihleri arasında davalı yanında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ilamda yazılı şekilde karar verilmişse de, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığına dair 25.1.2010 tarihili sigortalı işe giriş bildirgesinin düzenlendiği, davalı işyerinden 25.1.2010-3.2.2010 tarihleri arasında Kuruma bildirim yapıldığı, davacının nizalı dönemde “..” sicil numaralı işyerinden Kuruma bildirim yapılmış olmasına rağmen, bu işyerinin davalılara ait olup olmadığı araştırılmaksızın sonuca gidildiği, dönem bordrolarının celbedildiği ancak nizalı dönemin tamamına ilişkin bordro bulunmadığı, dinlenen bordro tanıklarının beyanından davacının çalıştığı süreleri ve çalışmanın niteliğini belirlemeye yeterli olmadığı, dinlenen diğer tanıkların ise yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı, buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; nizalı dönemde davacı adına bildirim yapan “..” sicil numaralı işyerinin davalılara ait olup olmadığı araştırılıp, mahkemece nizalı döneme ait dönem bordrolarında ismi geçen ve mahkemece daha önce dinlenmemiş bordro tanıkları tespit edilerek dinlenmeli, giderek bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek, gerekirse dinlenen tanıkların hizmet cetvelleri alınarak nizalı dönemde komşu işyerlerinde çalışmalarının olup olmadığı tespit edilip, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum ve davalı işveren S.. T.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan S.. T.. (Ş.)’na iadesine
30/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.