Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9692 E. 2014/9634 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9692
KARAR NO : 2014/9634
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, kesilip yeniden bağlanan aylığın yeniden hesaplanarak fark maaş alacağının tahsiline, Kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; 4758 Sayılı Yasa’nın 21/3 maddesi “Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir” hükmünü içermekte olup , hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere , işçilik ücreti ve diğer hakları elde eden sigortalının sosyal güvenlik haklarından mahrum bırakılması mümkün değildir. Zira Sosyal güvenlik hakkı , devletin kurduğu sosyal güvenlik düzeninin bireylere tanıdığı sosyal ve vazgeçilemez nitelikteki haklardır. Öte yandan anılan dönemde, mahkemece verilen feshin geçersizliği kararı ile birlikte taraflar arasındaki hizmet akdi hukuken geçerli hale geldiğinden, …’nca davacıdan sosyal güvenlik destek priminin kesilmesi ve tahsili mümkün bulunmasına göre davalı … vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.04.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, davacının kesilen yaşlılık aylıklarının, aylık kesim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne ile; 5.194,08.- TL nin davacının aylığının yeniden bağlandığı 17/08/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının davalı kuruma emekli aylığının kesilmesi ve yeniden bağlanması işlemi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının … Müdürlüğü’nde sigortalı olarak çalışırken 14.12.2008 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek iş akdinin sona erdirildiği, işsiz kalan davacının başvurusu üzerine kendisine 01.02.2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra feshin iptali ve işe iadesine dair açtığı davanın lehine sonuçlandığı ve kesinleşen yargı kararı gereği işe iadesi için işverenliğe müracaat etmesine rağmen, işe başlatılmadığı, boşta geçen 4 aylık ücretinin davacıya ödendiği, bunun üzerine işveren tarafından davacı adına aylık başlangıç tarihi itibariyle 4 aylık süreye ait tüm sigorta kollarına tabi primlerinin ödendiği, davalı …’nca mülga 506 sayılı Yasa’nın 62. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 28. maddesi gereği işten ayrılma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle yaşlılık aylığı tahsisinin iptal edildiği ve davacı adına borç kaydedildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık, iş akdi sona erdirilen ve bu nedenle açılan işe iade ve feshin iptali davasının davacıya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra lehine sonuçlanması üzerine 4 aylık ücretinin ödenmesi ve bu 4 aylık döneme ait sigorta primlerinin de yatırılması nedeniyle …’nca anılan döneme ait yaşlılık aylıklarının kesilmesi işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Feshin Geçerli Sebebe Dayandırılması” başlıklı 18’inci maddesine göre, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Diğer taraftan anılan Kanun’un “Geçersiz Sebeple Yapılan Feshin Sonuçları” başlıklı 21’inci maddesi hükmü uyarınca; işverenlerce geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçersizliği mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin işçiyi bir ay içerisinde işe başlatması gerekmektedir. İşçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvurusuna rağmen işe başlatılmaz ise işveren tarafından işçiye;
– Mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenecek en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat,
– Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları,
– Verilmemiş olan ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi gerekmektedir.
Dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklar, akdin feshi, mahkeme kararıyla reddedildiğinden, mahkemece verilen feshin geçersizliği kararı ile birlikte taraflar arasındaki hizmet akdi hukuken geçerli hale geldiğinden, diğer bir anlatımla hizmet akdi taraflar arasında hüküm ifade edeceğinden, hizmet akdine istinaden sağlanan bir menfaattir. Nitekim Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin E. 2007/29283, K. 2008/27243 ve 14.10.2008 tarihli kararında da belirtildiği gibi “İşe iade davasında kararın kesinleşmesine kadar geçecek olan en çok 4 aya kadar süre hizmet süresine eklenmeli, ihbar ve kıdem tazminatı ile izin hakkı bakımından çalışılmış gibi değerlendirilmelidir. Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir.”
Öte yandan mülga 506 sayılı Yasa’nın 62. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 28. maddesi gereği yaşlılık aylığı bağlanmasının yasal koşullarından biri başvuru tarihinde işten ayrılmış olmaktır.
Bu duruma göre somut olayda davacı tahsis talep tarihi olan 05.01.2009 tarihinde, tahsis için gerekli yasal koşul olan işten ayrılmış olma şartını taşımadığından ve boşta geçen 4 aylık dönemde hizmet akdi devam ettiğinden …’nun davacıya bağladığı yaşlılık aylığını ihtilaflı dönem için kesmesi yerindedir.
Yukarıdaki gerekçelerle yerel Mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.