YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9669
KARAR NO : 2014/10359
KARAR TARİHİ : 08.05.2014
MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2007/28-2013/330
Davacı, murisinin 08/11/2005 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava,davacının eşi R. D.nun 8.11.2005 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu vefatı ile sonuçlanan kazanın, iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, duruşmanın 11.4.2013 günlü oturumunda tefhim edilen hüküm sonucu ile “davanın kabulü ile;davacının murisi eşi R. D.nun ölümüyle sonuçlanan 08/11/2005 tarihinde meydana gelen trafik kazasının bir iş kazası olduğunun tespitine ” karar verilmiş ve bu husus gerekçeli kararın hüküm sonucu kısmında aynen tekrarlanmış ise de gerekçeli kararın gerekçe bölümünde davalı şirket bakımından davalı H. Ç. ve çalıştığı ekip ile diğer davalı P. İnşaat Reklam Gıda Tic San Ltd Şti arasında mevcut bilgi ve belgeler itibarı ile bir iş , iş veren ilişkisi kurulamadığından , bu iş kazasında iş verenin davalı H. Ç. ‘ın olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar (hüküm sonucu), esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın hüküm sonucu ve gerekçe bölümünün bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 11.4.2013 günlü oturumda tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın gerekçe bölümünün birbirine aykırı olduğu duruşma tutanağı ve gerekçeli kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden P. İnş Reklam Gıda Tic. San. Ltd. Şti. Ve H.. Ç..’a iadesine
80.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.