YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/966
KARAR NO : 2014/1567
KARAR TARİHİ : 30.01.2014
MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2012
NUMARASI : 2011/1249-2012/853
Davacı, 06/12/2007-27/10/2010 tarihleri arasındaki 4/b kapsamındaki sigortalılığının iptali ile 01/12/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi olduğu 6.12.2007-27.10.2010 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptali ile, 506 sayılı Yasaya tabi çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti ile 1.12.2011 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 18.12.2007-26.1.2010 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi çalışmalarının iptali ile, 1.12.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık davacının 5510 Sayılı Yasanın 4/b-2 maddesi kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının 5510 sayılı Yasanın 4/a bendi kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmasının başladığı 1.1.2008 tarihinde sona erip ermeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten 1.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa kapsamında bağ-kur sigortalı olanların gerek 506 ve gerekse 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulü gerekcektir.
1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa’nın 33. maddesi ile değiştirilen ” Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” başlıklı 53/1 maddesi; ” Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Ancak 5510 sayılı Yasanın 53/1. maddesi 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilerek (b) bendi kapsamındaki sigortalılık ile (a) bendi kapsamında sigortalılığın çakışması halinde (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınacağı şeklinde bir düzenleme getirilmiş olup, yasanın ilk halinde önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanıyan 53/1. maddesi, 1.3.2011 tarihinde değiştirilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınacağı şeklinde değiştirilmiş ve 6111 sayılı Yasanın Geçici 33. maddesi ile de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; mevcut yasal düzenlemelere göre değerlendirme yapılmadığı ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş; 1.10.2008 ile 1.3.2011 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa’nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 33. maddesi dikkate alınarak sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.