Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9558 E. 2014/9783 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9558
KARAR NO : 2014/9783
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2012/89-2013/105

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 16/02/2002-06/07/2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 16/02/2002-06/07/2002 tarihleri arası davalı nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının 2002 yılı şubat ayından 3 gün, 2002 yılı nisan ayından 6 gün, 2002 yılı mayıs ayından 8 gün , 2002 yılı 1-6 temmuz ayı arasından 6 gün çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafından imzalı 06/07/2002 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı tarafından Kuruma verildiği, 06/07/2002-2009/8. aylar arası çalışmaların davalı tarafından bildirildiği, davacı tarafından imzalı ve fotokopi olan 2002/2, 4, 5 ve 6. aylara ilişkin ödeme belgeleri ibraz edildiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının 2002 Ocak ayında, davalı tanıkları ise Haziran ayı gibi çalışmaya başladığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan ödeme belgeleri fotokopi olup, davacının imzasına taşımaktadır. Bu belgeler sonradan her zaman düzenlenebilir. Ayrıca belgelerin aslıda dosyaya sunulmamıştır. Öte yandan bu belgelerin davalı tarafın defterleriyle birbirini teyit etmesi, uyuşması gerekir. Dinlenen tanık beyanlarıda tek başına hüküm kurmaya elverişli değildir. Tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacı tarafından sunulan fotokopi belgelerin aslını araştırmak, bulunduğu takdirde davalıya ait defter ve belgelerle karşılaştırılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden O. K. Sitesi Yön. Kurulu Başkanlığı’na iadesine, 05/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.