YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9557
KARAR NO : 2014/9838
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/337-2013/98
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30/09/1991-30/09/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davalılardan T.Gıda San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından duruşmalı talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 30.09.1991 – 30.09.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı şirketin 30.11.1983 tarihinde tescil edildiği, 1013415 sicil numaralı davalı işyerinin 01.10.1995 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinden davacı adına 18.06.1996 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği, ihtilaflı dönemde 1997/3. Dönem – 03.07.1999 tarihleri arasında davalı işyerinden, 17.05.2007 – 15.02.2008 tarihleri arasında da davadışı işyerlerinden davacı adına çalışmaların bildirildiği, davacının davalı işveren aleyhine açtığı alacak davasında davacının 18.06.1996 – 15.05.2006 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulduğu, ancak bu kararın kesinleşip kesinlemediğine dair bilgi olmadığı, davacı tanıklarının beyanları ile hüküm kurulduğu, dönem bordroları olmasına rağmen bu bordrolardan resen tanık seçilerek beyanlarının alınmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri-değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; davalı şirketin 30.11.1983 tarihinde tescil edildiği, davacının çalışmalarının geçtiği işverene ait işyerinin ne zamandan beri aktif olduğunun araştırılmadığı, davacının çalışmalarının ne zaman başladığı, niteliği, özellikle davacı tarafından yapılan işin devamlılık arz eden bir iş olup olmadığının kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, buna göre eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerinin aktif olduğu dönemin tespit edilmesi, davacının yaptığı işin hamallık olduğu anlaşılmakla birlikte, piyasa hamalının sigortalı olamayacağı açık olup, davalılara ait işyerinin bakliyat işi yapan bir işyeri olduğu anlaşılmakla, işin şirkete bağlı sürekli hamallarla mı yoksa piyasa hamallarıyla mı yapıldığı hususunun gerekirse mahallinde keşif yapılarak işyeri kapasitesi belirlenerek, her gün hamala ihtiyaç olup olmadığı, davacıya her gün iş verilip verilmediği ödenen ücretler miktarı ve nasıl ödendiği (günlük, haftalık, aylık) hususlarını belirleyerek ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak tüm deliller birlikte değerlendirmek, çalışmalarında kesinti olup olmadığını araştırmak, bildirilen çalışmalara göre hak düşümü sürelerinin dolup dolmadığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan T.Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’ne iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.