Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9471 E. 2014/15152 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9471
KARAR NO : 2014/15152
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2011/874-2013/91

Davacı, ödenmeyen maaş ve faiz alacağının şimdilik 1.000,00-TL’si ile davalı Kuruma fazladan ödenen 3.621,00-TL faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya bağlanan maluliyet aylığının geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının tahsili ile Kuruma fazladan yapılan prim ödemelerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, 14.264,41 TL faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kuruma yapılan fazla ödeme miktarı da 420 TL nin 31/01/2005, 280 TL nin 22/02/2005, 230 TL nin 29/03/2005, 230 TL nin 29/04/2005, 235 TL nin 30/05/2005, 230 TL nin 30/06/2005, 500 TL nin 01/08/2005, 450 TL nin 26/10/2005, 265 TL nin 30/11/2005, 700 TL nin 19/08/2008, 1.421 TL nin 19/08/2008, 150 TL nin 28/08/2008, 900 TL nin 28/11/2008 den itibaren ( toplam 6.011 TL ) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, artan kısma ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Adana 1. İş Mahkemesinin 19/04/2010 tarih 2008/485 Esas ve 2010/233 Karar sayılı Kararı ile davacının % 82 oranında malul olduğunun ve maluliyet başlangıcının 01.10.1998 tarihi olduğunun tespitine, tahsis talep tarihi olan 13.05.2004 tarihini takip eden 01.06.2004 tarihi itibariyle davacıya maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği, verilen kararın 10. Hukuk Dairesinin 06/12/2010 tarih 2010/6615 Esas ve 2010/16026 Karar sayılı kararı ile “Tahsis talep tarihi olan 13.05.2004 tarihini takip eden 01.06.2004 tarihi itibariyle davacıya maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” sözcüklerinin silinerek yerine “Davacının malûliyetini tespit eden Atatürk Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 29.06.2004 tarihli raporunu izleyen 01.07.2004 tarihi itibarıyla davacıya malûliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, davacının 28/01/2011 tarihli talebine istinaden yazılan 28/06/2011 tarihli yazı ile 28/07/2011 tarihinden itibaren müracaat etmesi halında birikmiş aylık tutarını alabileceğinin bildirildiği, davacıya 01/07/2004 tarihinden itibaren aylık bağlanmış olup birikmiş aylık ve ek ödeme tutarının 49.418,53 TL olduğunun bildirildiği,
davacının faiz hakkını saklı tuttuğuna dair beyan veya dilekçesinin dosyada bulunmadığı, Kurum tarafından mahkemeye yazılan 06/12/2012 tarihli yazıda davacının 24/10/1988-29/06/2004 tarihleri arasında yatırmış olduğu 5645 prim gün sayısının maaş hesabına dahil edildiğinin, maaş bağlandıktan sonra yatırdığı pirimlerin maaş hesabında aktarılmadığının bildirildiği, yazı ekinde bulunan hesap ekstresine göre davacının 05/11/2004 tarihinde 1.405 TL 31/01/2005 tarihinde 420 TL, 22/02/2005 tarihinde 280 TL, 29/03/2005 tarihinde 230 TL, 29/04/2005 tarihinde 230 TL, 30/05/2005 tarihinde 235 TL, 30/06/2005 tarihinde 230 TL, 01/08/2005 tarihinde 500 TL, 26/10/2005 tarihinde 450 TL, 30/11/2005 tarihinde 265 TL, 19/08/2008 tarihinde 700 TL, 19/08/2008 tarihinde 1.421 TL, 28/08/2008 tarihinde 150 TL, 28/11/2008 tarihinde 900 TL olmak üzere toplam 7.416 TL fazladan ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Faiz kavramı alacaklının nakdinden bir süre için yoksun kalması nedeni ile, nakdin kullanılması olanağını borçluya bırakması karşılığında elde ettiği, miktarı kanun ya da hukuki işlem ile belirlenmiş, para borçları açısından özel olarak düzenlenen, tahsil için zararın ve kusurun varlığı şart olmayan bir tür tazminat, bir medeni semere olarak tanımlanmaktadır. Faiz kavramı kapsamındaki temerrüt faizi de; muhtemel zararların giderilmesi amacıyla doğrudan doğruya yasa koyucu tarafından öngörülmüş bir karşılık olup, talep edilebilmesi için gerçekten bir zarar görülmüş olması gerekli değildir. Bu konuda borçluya bir ispat hakkı tanınmadığı gibi; borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması da şart değildir. Borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olarak, alacaklının aksi iddia olunmayan farazi zararının asgari oranda giderilmesine yönelik, para borcunun fer’isi niteliğindeki (BK. Md.113/2 ve 131) faizin, asıl alacakla birlikte sona ermemesi için saklı tutulması ya da halin icabından saklı tutulduğunun anlaşılması da yasal bir gerekliliktir.
Somut olayda; davacının 28/01/2011 tarihli talebine istinaden yazılan 28/06/2011 tarihli yazı ile 28/07/2011 tarihinden itibaren müracaat etmesi halinde birikmiş aylık tutarını alabileceğinin bildirildiği ancak davacının faiz hakkını saklı tuttuğuna dair beyan veya dilekçesinin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından davacının kendisine maaş ödemesi yapılmadan önce faiz hakkını saklı tuttuğuna ilişkin bir beyanının veya kendisine faiz ödemesi yapılmasına ilişkin bir talebinin olup olmadığı araştırılmadan ve Kurum tarafından mahkemeye yazılan 06/12/2012 tarihli yazı ekinde bulunan hesap ekstresinden davacının toplam 7.416 TL fazladan ödeme yaptığı göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş, davacının kendisine maaş ödemesi yapılmadan önce faiz hakkını saklı tuttuğuna ilişkin bir beyanının veya kendisine faiz ödemesi yapılmasına ilişkin bir talebinin olup olmadığını araştırmak, sonucuna göre davacının faiz alacağı talebi hususunda bir karar vermek ve Kurum tarafından mahkemeye yazılan 06/12/2012 tarihli yazı ekinde bulunan hesap ekstresinden davacının toplam 7.416 TL fazladan ödeme yaptığı anlaşıldığından fazla ödenen prim alacağı hususunda bu ekstrede belirtilen miktar doğrultusunda alacağın tahsiline karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine 26/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.