Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9453 E. 2014/10834 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9453
KARAR NO : 2014/10834
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Kahta 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2013
NUMARASI : 2012/588-2013/13

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, davacının 2000 – 2009 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacının 2006-2007 yılları arasında asgari kazanç üzerinden davalı işverende 100 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15/09/1998-10/08/1999, 01/11/1999-05/01/2000 tarihleri arasında davalı şirkete ait 15941 sicil numaralı işyerinden, 06/10/2001 tarihinde girişi yapılarak 2001/3. dönemde 86 gün 66047 sicil numaralı işyeriden, 03/05/2005-24/09/2005, 23/06/2006-31/01/2007, 13/06/2007-20/06/2007, 21/08/2007-02/12/2007 tarihleri arasında davalı şirkete ait 15941 sicil numaralı işyerinden, 17/08/2007-31/08/2007 tarihleri arasında 15 gün 1018857 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, 01/06/2008-30/09/2008 ve 02/10/2008-2009/1. ay arasında isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemesi yaptığı, dönem bordrolarının getirtilmediği, 1998/9-10-11-12 aylar imzalı, 1999/1-2-3-4-5-6-7-8-11-12, 2000/1 aylar imzasız, 2005/5-6-7 aylar imzalı, 2005/8-9 aylar imzasız, 2006/6-7-8-9 aylar imzalı, 2006/10-11-12, 2007/1-6-8-9-10-11-12 aylar imzasız ücret bordrolarının işveren tarafından sunulduğu, tanık beyanlarının alındığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenmiş müfettiş raporlarının getirtildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; imzalı işe giriş bildirgelerine, müfettiş raporlarına ve tanık beyanlarına göre davacının çalışmalarının kesintili olduğunun anlaşıldığı, ancak bildirilen dönemlerde 30 gün üzerinden bildirim yapılması gerektiği, buna göre giriş ve çıkış tarihleri arasında 30 günün altında kalan sürelerin 30 güne tamamlanması gerektiği, bu şekilde eksik günlerinin tespitinin yapıldığı ve 2006/7-2007/12. aylar arasında 100 gün eksik bildirim olduğu bildirilmiştir.
Somut olayda; davacının davalı işyerinden yapılan 2000/1-2006/6 arasındaki bildirimleri ile ilgili olarak eksik bildiriminin bulunmadığı, bu aylar arasında giriş ve çıkış tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden bildirim yapıldığı, 2006/7-2007/12. aylar arasındaki bildirimlerinin 30 günün altında olduğu, bilirkişi tarafından eksik bildirim yapıldığı gerekçesiyle tespit yapılan 2006/7-8-9. aylarda imzalı ücret bordrolarının bulunduğu ve davacının bildirimlerinin bu ücret bordroları ile uyumlu olduğu, 2006/10. aydan sonraki bordroların imzasız olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından eksik bildirim yapılan 2006/7-8-9-10-11-12, 2007/1-6-8-9-10-11-12. ay ücret bordroları ibraz edilmiştir. Bu bordroların bir kısmının imzalı olduğu görülmüştür. Davalı tarafından imzalı ücret bordrosu ibraz edilen, ancak davacı tarafından aksi yazılı delil sunulamayan bu aylardaki bildirilmeyen süreler yönünden ret kararı vermek gerekmektedir.
Yapılacak iş; dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Ayrıca, mahkemece davacının 2006-2007 yılları arasında asgari kazanç üzerinden davalı işverende 100 gün çalıştığının tespitine şeklinde hüküm kurulmuş olup kabul edilen günlerin hangi tarihlere ilişkin olduğu net bir şekilde belirtilmemiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Eldeki dosyada, davacının 2006-2007 yılları arasında asgari kazanç üzerinden davalı işverende 100 gün çalıştığının tespitine şeklinde hüküm kurulmuş ancak kabul edilen günlerin hangi tarihlere ilişkin olduğu net bir şekilde belirtilmemiş olup hükmün bu haliyle infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi kabul edilen hüküm sonucunun ne olduğu açık bir şekilde belirtilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.