Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9191 E. 2014/9789 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9191
KARAR NO : 2014/9789
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Kurtalan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2010/42-2012/545

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/03/2005-03/09/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacı murisinin 01/03/2005-03/09/2005 tarihleri arası davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacı murisinin 01/03/2005-03/09/2005 tarihleri arası 183 gün süreyle çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varılmıştır.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda, mahkemece, talep tanık sözlerine dayanılarak hüküm altına alınmıştır. Çünkü dönem bordroları ile işyeri sicil dosyasının dosyada bulunmadığı görülmektedir. Davacı tarafından gösterilen ve kısmi bildirimleri olan tanıkların bir kısmı davacının davalı işveren nezdinde hamal olarak çalıştığını, bir kısmı ise çalıştığını bilmediklerini beyan ettikleri, tanıkların bildirimlerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsamadığı gibi davalı işverenin çalışanı olup olmadıkları da belli değildir. Öte yandan komşu işyeri tanığı olarak dinlenen şahısların yine bazıları davacının çalıştığını, bazıları ise çalıştığını bilmediklerini beyan ettikleri, dolayısıyla tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu görülmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları olup olmadıkları belli değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan tanık beyanları arasında çelişki oluştuğu, bu çelişkiler giderilmeden sonuca gidildiği ve böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde S.. K.., belediye, vergi idaresi, emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları marifetiyle tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, ayrıca temyiz dilekçesinde belirtilen 17/07/2009 tarihli Siirt Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Kontrol Memuru raporu da getirtilip, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.