Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9177 E. 2014/9193 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9177
KARAR NO : 2014/9193
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2012
NUMARASI : 2010/152-2012/779

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 05/07/2008-05/02/2010 tarihleri arası arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının 05/02/2009-14/08/2009 tarihleri arası 189 gün ve 20/01/2010-05/02/2010 tarihleri arası 16 gün bildirimeyen hizmeti bulunduğunun tespitine karar verilmiş ise de. Bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 14/08/2009 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı tarafından internet yoluyla Kuruma verildiği, 14/08/2009-20/01/2010 tarihleri arası çalışmaların davalı tarafından bildirildiği, ayrıca davacı adına 01/12/2008-16/08/2009 tarihleri arası dava dışı “71114” sicil nolu işyerenden bildirim yapıldığı, kısmi bildirimleri olan tanıklar beyanlarında davacının davalı nezdinde bir yıl kadar çalıştığını, yine davacının tanık olarak dinlenen kardeşi beyanında davacının 2008-2010 arası davalı nezdinde çalıştığını, davalı tarafından sigortası yapılmayınca eniştesine ait işyerinden sigortalılık kaydı yaptırarak primleri kendisinin ödediğini belirtikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacının bildirim yapılan dava dışı yerde çalışmadığı bilakis davalı nezdinde çalıştığı kabul edilip hüküm kurulmuş ise de, dava dışı işyerinde çalışıp çalışmadığı araştırılıp açıkça ortaya konulmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacı adına bildirim yapılan dava dışı “71114” sicil nolu işyerinin 01/12/2008-16/08/2009 tarihleri arası dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını Kurumdan getirtmek ve bordrolardan tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse Sosyal Güvenlik Kurumu, belediye, vergi dairesi emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla bu işyerine komşu işyerleri tespit edilerek, işyerlerinin sahipleri veya çalışanlarının beyanlarına başvurarak, davacının dava dışı işyerinde çalışıp çalışmadığını belirleyip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.