YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9174
KARAR NO : 2014/3077
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
MAHKEMESİ : Sinop 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2011/792-2013/155
Davacı, yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesilme tarihinden itibaren yeniden evlendiği tarih olan 21/02/2011 tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile kesilen aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, eski eşin açtığı davada, 21/12/1987 kesinleşme tarihli ilam ile tarafların “terk” nedeniyle boşandığı, 11/03/1988 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, 23/03/1987’de ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davacının eski eşi ile 21/02/2011 tarihinden yeniden evlendiği tespit edilmiş; davalı Kurum tarafından davacı ve eski eşinin yeniden evlenmesi üzerine re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 04/10/2011 tarihli kontrol memuru raporunda; çevre soruşturmasında yazılı beyan vermekten imtina eden çevre sakınlerinin davacı ve eski eşinin öteden beri birlikte yaşadıklarını, karı-koca hayatı sürdürdüklerini, köyde tek evlerinin bulunduğunu, davacının boşandığından haberdar olmadıklarını bildirdikleri; T…. köyü muhtarı Ş. G. ile yapılan görüşmede de davacı ve eski eşinin bir yıl öncesine kadar aynı adreste kayıtlı olduklarını, bir yıl önce davacının adresini köyde başka bir eve aldırdığını, 8 ay önce ise yeniden evlendiklerini, şahısların yeniden evlenmesi üzerine önceden boşandıklarını öğrendiğini, köyde tek evlerinin bulunduğunu, kazançlarının da ortak
olduğunu beyan ettiği tespitlerine yer verilmiş; davacı ve eski eşinin 21/10/2007 tarihinden beri T.. köyünde aynı adreste seçmen kayıtlarının bulunduğu, aynı sandıklarda birbirini takip eden seçmen numaraları ile oy kullandıkları; adres hareketleri araştırmasında ise; 1987 yılında boşanmalarına rağmen davacı ve eski eşinin 14/11/2006-01/02/2011 tarihleri arasında aynı adreste kayıtlı bulundukları belirlenmiş; mahkemece yaptırılan 26/06/2012 tarihli kolluk araştırmasında, davacı ve eski eşinin boşanma tarihinden yeniden evlenme tarihine kadar aynı çatı altında birlikte yaşadıklarının tespit edildiği; kontrol memuru tarafından beyanına başvurulan köy muhtarı Ş. G. mahkeme huzurunda
haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştirerek, davacı ve eski eşinin ne zaman boşandıklarını bilmediğini, boşanma sonrası 2-3 yıl aynı köyde farklı adreslerde kaldıklarını, sonrasında nikahlarının kıyıldığını ifade ettiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında düzenlenen tutanakta imzası bulunan tutanak tanığı köy muhtarı Ş. G., davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarına dair beyanını; sonradan haklı nedene dayanmaksızın değiştirmesi nedeniyle mahkeme huzurundaki beyanının hükme esas alınamayacağının anlaşılması karşısında, davacı ve eski eşe ait adres hareketlerine ilişkin nüfus ve seçmen kayıtları, çevre sakinleri tarafından davacının eşinden boşandığının bilinmemesi, mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasının ve köy muhtarının Kurum müfettişine verdiği ifadenin içeriği birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.