Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9166 E. 2014/10203 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9166
KARAR NO : 2014/10203
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/650-2013/76

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 06/07/2007-15/08/2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverenleree ait mobilya iş yerinde 06.07.2007 ile 15.08.2010 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Ş. D.e ait mobilya işletmesinin 21.08.2006 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı, davalı T. D.’e ait mobilya işletmesinin 01.01.2007 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacıya ait 16.08.2008 tarihinde işe başlayacağına dair işe giriş bildirgesinin davalı T. D.e ait işyerinden Kurum’a verildiği, 2010/8 ayında davacı adına 7 gün hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı Ş.D. tarafından davacı adına hizmet bildiriminde bulunulmadığı, her iki davalı işyerinin de bordro tanıkları dinlendiği ancak tanıkların beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının çalışması hususunda bordro tanıklarının beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, yeterli araştırma yapılmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının çalışmasının tespiti açısından; öncelikle davacının çalışma iddiasına konu dönemin tamamını kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, dönem bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanlarına başvurmak elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un ve davalı işverenlerin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ş. D. ile T. D.e iadesine, 08/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.