Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/9137 E. 2014/9185 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9137
KARAR NO : 2014/9185
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2009/318-2013/328

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1982-2004 yılları arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının 01/10/1990-20/12/1992 ve 15/03/1993-30/04/1997 tarihleri arasında (kuruma bildirilen sigortalı süreler dışlanmak kaydıyla ) kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 01/10/1990-20/12/1992 ve 15/03/1993-30/04/1997 tarihleri arası davalı tarafından kısmi bildirim yapıldığı, dinlenen bordro tanıkları işyerinin mevsimlik olduğunu ve davacının mevsimlik olarak çalıştığını beyan ettikleri,müfettiş raporunda davalı işveren davacının 01/10/1990-20/12/1992 ve 15/03/1993-30/04/1997 tarihleri arası çalıştığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece müfettiş raporuna dayanılarak hüküm altına alınan dönemlerde davacının kesintisiz çalıştığı kabul edilmiş ise de, hizmet tespiti davaları kamu düzeniyle ilgili olup, işverenin tek taraflı beyanı hukuki sonuç doğurmaz. Öte yandan bordro tanıkları yapılan işin mevsimlik olduğunu ve davacının mevsimlik olarak çalıştığını belirtmişlerdir. Dolayısıyla davacının ne suretle çalıştığı tereddüte mahal vermeyecek bir biçimde ortaya konulmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.