Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8750 E. 2014/8587 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8750
KARAR NO : 2014/8587
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2011/285-2013/319

Davacı, 01/12/2006-01/03/2007 tarihleri arasında .. sicil numaralı işyerinden bildirilen 91 günlük sigortalı hizmetlerinin iptaline dair kurum işleminin iptaline, bu sürelerin sigortalı hizmetlerden sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının 01.12.2006 – 01.03.2007 tarihleri arasında, 1099933 sicil numaralı işyerinden bildirilen 91 günlük sigortalı hizmetlerinin iptaline dair kurum işleminin iptali ile bu sürenin sigortalı hizmetlerden sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01.12.2006 – 01.03.2007 tarihleri arasında 91 günlük sigortalı çalışmasının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, bu tarihler arasında davacının daha önce tahsil edilmiş primler üzerinden sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının iptal edilen 01.12.2006 – 01.03.2007 tarih aralığındaki çalışmalarının .. sicil numaralı K. A. isimli işyerinden bildirildiği, bu işyerinin 03.06.2005 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinden davacı adına 01.12.2006 tarihli işe giriş bildirgesinin internet üzerinden verildiği, bu nedenle işe giriş bildirgesinin imzasız ve fotoğrafsız olduğu, dava konusu döneme ilişkin dönem bordrolarının olduğu ve çok sayıda bordro tanığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; davacının .. sicil numaralı K. A. isimli işyerinden bildirilen 01.12.2006 – 01.03.2007 tarih aralığındaki çalışmalarının fiili çalışma olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe Giriş bildirgesi ile diğer belgeler fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda; davacının ihtilaflı çalışmalarının iptaline dayanak teşkil eden müfettiş raporunun getirtilmediği, çok sayıda bordro tanığı olmasına rağmen resen tanık seçilerek dinlenilmediği, davacının gösterdiği iki tanığın beyanına göre hüküm kurulduğu görülmüştür.
Yapılacak iş, davacının 01.12.2006 – 01.03.2007 tarihleri arasındaki çalışmalarının iptaline dayanak teşkil eden müfettiş raporunu getirtmek, 1099933 sicil numaralı K. A. isimli işyerinin ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolardan ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, S.. K.., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.