Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8597 E. 2014/8818 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8597
KARAR NO : 2014/8818
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/646-2012/551

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, davalıya ait tekstil fabrikasında 23.09.2003-14.02.2011 tarihleri arasında geçen ve SSK’na eksik bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının, davalı B.tekstil Konfeksiyon San. Ve Tic. Ltd. Şti. nezdinde; 06/02/2004 tarihinden 14/02/2011 tarihine kadar; 2004 yılında 324 gün, 2005 yılında 360 gün,
2006 yılında 272 gün, 2009 yılında 22 gün, 2011 yılında 8 gün olmak üzere, toplam 986 gün süre ile 506 Sayılı Yasa’ya tabi olarak sürekli ve kesintisiz hizmet akdine istinaden asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki delillerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Davaya konu çalışmanın geçtiği işyerinin tekstil fabrikası olduğu ve davacı çalışmalarının da 02.10.2006-21.02.20111 tarihleri arasında kısmi olarak bildirildiği, davacının makineci olarak çalıştığı, kısmi bildirilen süreler yönünden dosyada imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, davacı tarafın ücret bordrolarındaki imzalara itiraz ettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacı taraf kısmi olarak bildirilen sürelere ilişkin ücret bordrolarındaki imzalarına itiraz ettiğine göre, sözü edilen imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, imzalı ücret bordrolarındaki bazı imzaların davacıya ait olmadığının tespit edilmesi halinde, tanık anlatımları da dikkate alınarak, imzalı ücret bordrosu bulunmayan veya üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı bilirkişi incelemesi ile saptanan ücret bordrolarının ait olduğu aylarda davacının tam ay çalıştığının tespitine, diğer kısmi bildirilmiş dönemler yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan B.. S..’ne iadesine, 24/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.