Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8533 E. 2014/7652 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8533
KARAR NO : 2014/7652
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2013
NUMARASI : 2012/284-2013/178

Davacı, kurumca düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, 30.03.2006 tarihinden itibaren dava dışı S.S. İmece Tüketim Hizmetleri Dayanışma ve Yardımlaşma Kooperatifi yönetim kurulu üyesi, 28.06.2006-20.11.2006 tarihleri arasında da adı geçen kooperatifin temsil ve ilzama yetkili 2. başkanı olan davacıya, kooperatifin 2005/7,9,11,12; 2006/1,2,3,7,8,9,10,11,12; 2007/1-4 aylara ait ödenmeyen prim ve gecikme zammından ibaret alacakların tahsili amacıyla 3 ayrı takip dosyasından gönderilen toplam 356.052,99 TL lik ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 356.052,99TL lik borcun 338.641,81TL si yönünden itirazın kabulüne 17.411,18 TL lik takip yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın uygulanmasından önce yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüş ve primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu “üst düzey yönetici” ve “yetkiliden” söz edebilmek için ise primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekli idi .
Yine, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesi; “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmünü getirmiştir.
Somut olayda; ödeme emirlerinin davacıya 23.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın süresinde 26.06.2012 tarihinde açıldığı, davacının 25.06.2006 tarihinde kooperatif genel kurulu kararı ile yeniden yönetim kurulu üyesi seçildiği, kendi aralarındaki görev dağılımı ile 28.06.2006 tarihinde de temsil ve ilzama yetkili 2. başkan olarak yetkili kılındığı, 20.11.2006 tarihinde istifasının kabul edildiği dolayısıyla davacının 28.06.2006-20.11.2006 tarihleri arasında kooperatifin pirim borçlarından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus mahkemenin de kabulünde olmasına rağmen davacının sorumlu olduğu borçların tespiti amacıyla alınan bilirkişi raporunda durum tespit edilmiş olsa da davacının ilk kez 30.03.2006 tarih 106 sayılı karar ile yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen 23.03.2006 tarihinden itibaren prim borçlarından sorumlu gibi hesap yapıldığı ancak bu dönemde davacının temsil ve ilzam yetkisi olmadığı bu yetkinin 28.06.2006 tarinde başladığı görülmekte olup raporun denetime elverişli olmadığı açıktır.
Mahkemece yapılacak iş :Davacının prim borçlusu kooperatifin 28.06.2006-20.11.2006 tarihleri arasında doğan borçlarından dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek davacıya gönderilen ödeme emirlerindeki prim aslı ve gecikme zamlarından ibaret toplam borç miktarları doğru olarak tespit edilerek davacının sorumlu olduğu miktar konusunda bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
10/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.