Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8532 E. 2014/12387 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8532
KARAR NO : 2014/12387
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2011/664-2013/135

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Nisan 1978 – 08.05.2008 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 25.11.2004 – 30.06.2006 tarihleri arasında başka iş yerinde geçen çalışmalarından önce davalı iş yerlerinde geçen çalışmaları yönünden 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek, davacının davalılardan B.. İ.. Tarım Ürün. Yat. San. Tic. Ltd. Şti.ne ait tescilsiz çiçek yetiştiriciliği iş yerinde, 01.07.2006 – 08.05.2008 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine, fazla isteğin reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalılardan B.. İ.. ile davadışı N. S. adına tescilli 1414113 sicil numaralı işyerinin 15.09.1983 tarihinden itibaren, 162700 sicil numaralı işyerinin 15.09.1983 – 31.12.1994 tarihleri arasında ve 1357106 sicil numaralı işyerinin 15.09.1983 tarihinden itibaren, davalılardan B.. İ.. Tarım Ür. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına tescilli 1046048 sicil numaralı işyerinin 01.01.1995 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında olduğu, ihtilaflı dönemde davalı işyerlerinden davacı adına çalışma
bildirilmediği ve işe giriş bildirgesinin verilmediği, ancak davadışı Ç.Nak. İnş. Ltd. Şti. adına tescilli 1193019 sicil numaralı işyerinden 25.11.2004 – 30.06.2006 tarihleri arasında çalışmaların bildirildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık; davada reddedilen çalışmalar yönünden hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve hüküm altına alınan davacı çalışmalarının usulüne uygun şekilde ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalıştırılanlar, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. maddesinde belirtilen istisnalardan olmamak kaydıyla, 2. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde kendiliğinden sigortalı sayılırlar.
Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağına ilişkin norm, sigortalının kayıt altına alınabilmesi ile sonuç doğurur.
Bildirimsiz geçen çalışmaların tespitine ilişkin dava koşulları 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesinde tanımlanmıştır. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte tespit edilen belgelerinin Kuruma verilmemiş ya da çalışmaların Kurumca saptanamamış olması ile anılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olması şeklinde sıralanabilir.
Sigortalı, bildirimsiz kalan çalışmalarının tespitini hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı, hizmetin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl (20.06.1987 tarihinde on yıla çıkarılmıştı. Ancak 01.06.1994 tarihinde tekrar beş yıla indirildi.) içerisinde isteyebilir. Hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vd. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışmanın varlığı halinde ise, kesintinin öncesi ve sonrasında oluşacak her çalışma devresi için dava koşullarının varlığı yukarıda belirtilen olgular dikkate alınarak belirlenecektir.
Somut olaya bakıldığında; davacının, ihtilaflı dönemde davalı işverenlerin yanında kesintisiz çalıştığının, 25.11.2004 – 30.06.2006 tarihleri arasında 1193019 sicil numaralı Ç. Nak. İnş. Haf. Taah. Tic. Ltd. Şti.’den bildirilen çalışmaların gerçek olmadığının, bu şirketin davalı işverenin arkadaşına ait olduğundan davalı işyerinden geçen bir kısım çalışmaların bildirildiğinin iddia edildiği, buna rağmen Mahkemece davacının çalışmalarının bildirildiği 1193019 sicil numaralı Ç.Nak. İnş. Haf. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ye ait dönem bordrolarının getirtilmediği ve bu işyerinden bildirilen çalışmaların gerçek olup olmadığı yönünden bu işyeri sahibi ile bordro tanıkları hatta gerekirse komşu işyeri tanıklarının araştırılarak beyanlarının alınmadığı, hüküm altına alınan dönem yönünden de, kısmen bordro tanığı olan M.. T..’nin “fason çalıştıklarını, iş olduğu zaman geldiklerini, başka yerde de iş olduğunda gittiklerini, devamlı çalışmadıklarını, evlerinde çelikten üretim yapıp çiftçilere sattıklarını” şeklindeki beyanının doğruluğunun araştırılmadığı, ayrıca diğer tanıkların beyanlarının da yazılı şekilde hüküm kurmak için yetersiz olduğu, buna rağmen Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Yapılacak iş; 1193019 sicil numaralı Ç. Nak. İnş. Haf. Taah. Tic. Ltd. Şti.’nin 25.11.2004 – 30.06.2006 tarihleri arasındaki dönem bordrolarını getirtmek, bu işyerinin yetkilileri ile dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak, davacının bu işyerindeki çalışmalarının gerçek olup olmadığı yönünden bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, buna göre davacının davalı işverenlere ait işyerlerindeki çalışmalarında kesinti olup olmadığını belirlemek, kesinti olmadığının anlaşılması halinde davacının bir kısım çalışmalarının geçtiği işyerlerinin B.. İ.. ile N. S.’a ait olduğunun anlaşılması karşısında; adi ortaklık şeklindeki bu işyerinin tüm ortaklarının davaya dahil edilmesinin gerekmesi karşısında, N.S.’ın davaya dahil edilmesi için davacıya önel vermek, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra dönem gerek bordro tanığı, gerekse komşu işyeri tanığı ve gerekse de davacının çalışmalarını bilebilecek nitelikte başka tanıklar araştırarak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, dava konusu dönemde davacının diğer sosyal güvenlik kurumlarından sigortalılığı olup olmadığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.