Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8527 E. 2014/8562 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8527
KARAR NO : 2014/8562
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2012/73-2013/95

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle Kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Kurum işleminin iptali ile Kurum’a borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından, Selahattin Aksoy isimli işverenin, davalı Kurum’a olan prim ve ekleri borçlarından dolayı hakkında açılmış bulunan 2007/12753 ve 2009/11236-11237- 11238 ve 2010/11466- 11467- 11468 ve 2011/11163-11164-11165 ve 2012/10506- 10507 icra takip nolu borçları için davacıya ödeme emri gönderilmesi ve bu borçların tümünden sorumlu bulunacağına ilişkin B.13.2.SGK.4.14.00.00-VIII- İcra 2007/12753- 1496 sayılı kurum yazısının gönderilmesi işlemlerinde yasaya uyarlılık bulunmadığından bu işlemlerin iptaline, davacının bu takip dosyalarında borçlarının bulunmadığının tespitine, davacının Kurum’a teminat olarak gösterdiği adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile SGK’dan aldığı yaşlılık aylığının, borçlu Selahattin Aksoy’un Kurum’a olan borcunu ödememesi halinde davalı Kurum’un mevzuatın belirlediği kural ve yöntemlere uygun olarak haciz ve müteakip işlemleri yapmakta muhtariyetine, karar verilmiştir.
Anayasa’nın 141. Maddesinde vurgulandığı ve HMK’nun 297 ve 298. Maddelerinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları iddia, savunma ve tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıaların neler olduğu ve bunlardan çıkan sonuçlar ile hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır. HMK’nun 297/2. Maddesinde de taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 no lu bendinde “Kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verilmişken, son olarak “ davacının Kurum’a teminat olarak gösterdiği adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malları ile SGK’dan aldığı yaşlılık aylığının, borçlu Selahattin Aksoy’un Kurum’a olan borcunu ödememesi halinde davalı Kurum’un mevzuatın belirlediği kural ve yöntemlere uygun olarak haciz ve müteakip işlemleri yapmakta muhtariyetine” şeklinde karar verilmiştir. Hüküm fıkrasındaki bu çelişkinin infazı zorlaştıran, şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğu açıktır.
Bu durumda, gerekçe ve hüküm fıkrasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.