Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8517 E. 2014/8184 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8517
KARAR NO : 2014/8184
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/09/2012
NUMARASI : 2010/425-2012/432

Davacı murisinin, davalılardan işverene ait işyerinde 01.02.2005-31.12.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR
Dava, davacının murisinin davalı işyerinde 01.02.2005-31.12.2007 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549- 555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararlan da bu doğrultudadır.
Somut olaya gelince; işyeri dönem bordrolarında adı geçen bordro tanıklarının ve komşu işyeri tanıklarının ve davacı murisinin yurtdışına giriş çıkış yaptığı diğer ilgili firmaların bodro tanıklarının belirlenmediği, mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Dinlenen davacı ve davalı tanıklarının beyanlarındaki çelişkinin giderilmediği, bodro tanıklarının dinlenmediği, komşu işyeri tanıklarının ve davacı murisinin yurtdışına çıkış yaptığı listede gözüken nakliyat firmalarının bodro tanıklarının araştırılıp dinlenmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacı murisinin yurtdışına çıkış yaptığı dava dışı Y. Ulus T.A.Ş. Firmasına ait aracın dorse plakasının davalı işyerine ait olduğu anlaşıldığından buna benzer kayıtların araştırılmadığı ve bu firmanın da bodro tanıklarının araştırılıp dinlenmediği, buna benzer ilişkilerin davalı firmanın kiralık araç listesinin ve noterdenden bu kiralamalara ilişkin kayıtlarının getirtilerek incelenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, sigortalı işe giriş bildirgesinde yer alan sigorta sicil numarası, işveren ünvanı ve işyeri adresi eksiksiz yazılmak suretiyle davalı işyerinin sicil dosyasını, davalı işyeri kayıtlarını, ve dönem bordrolarını eksiksiz bir biçimde Kurumdan getirtmek ve davalı firmanın kiralık araç listesinin bu listeye eses noter kayıtlarının da getirtilerek öncelikle bordro tanıklarını dinlemek, uyuşmazlık dönemine ait dönem bordrolarında çalışmaları bulunanlar içerisinden resen belirlenecek bordro tanıklarının bulunmaması veya beyanlarının yetersiz olması durumunda davanın kamu düzenini ilgilendirdiği de dikkate alınarak araştırma genişletilip bu dönemlerde davacı murisinin yurtdışına çıkış yaptığı diğer firmaların özellikle Y. Ulus TAŞ’nin ve komşu işyeri işverenleri ve bu işverenler tarafından çalışmaları Kuruma bildirilen kimseler, yakın çevrede ikamet eden kimseler zabıta marifetiyle ve Kurum kayıtları ile belirlenip beyanlarına başvurularak, çalışma tespit edildiği taktirde çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı, çalışmanın tam zamanlı mı yoksa kısmi zamanlı mı olduğunu araştırmak, yöntemince beyanlarım almak böylece davacının çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2. 6. 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtlandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde,, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.