Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8503 E. 2014/6481 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8503
KARAR NO : 2014/6481
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2011/95-2013/117

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 15/11/1991 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, sigortalılık başlangıcının 15/11/1991 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir..
Somut olayda, mahkemece davacının davalı işyerinde geçen çalışmalarının eylemli olduğu gerekçesiyle sigortalılık başlangıç tarihinin 15/11/1991 olduğunun tespitine karar verilmişse de tanık beyanlarından davaya konu işyerini işleten M.. D..’in babası olduğu iddia edilen davacının ve tespiti istenen dönemde davaya konu işyeri işvereninin nüfus kaydının dosyaya getirtilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; tespiti istenen dönemdeki davaya konu işyerini işleten M.. D..’in aile nüfus kayıt tablosu dosyaya getirtilip, işyerinin davacının babasına ait olduğunun belirlenmesi halinde, davaya konu işyeri işvereninin davacı çalışmasını zamanında Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyerek sosyal güvenlikten yoksun bırakması hayatın olağan akışına aykırı olacağından davayı reddetmekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda; eksik inceleme ve araştırma ile mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.