Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8482 E. 2014/7992 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8482
KARAR NO : 2014/7992
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2011/629-2013/106

Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. Maddesi gereğince tescil tarihi itibarı ile durdurulmasına, Tarım Bağ-Kur dosyasından Esnaf Bağ-Kur dosyasına aktarılan primlerinin tekrar Tarım Bağ-Kur dosyasına aktarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi gereğince tescil tarihi itibari ile durdurulmasını ve Tarım Bağ-Kur dosyasından Esnaf Bağ-Kur dosyasına aktarılan primlerinin tekrar Tarım Bağ-Kur dosyasına aktarılmasını istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı vekilinin 27.07.2010 tarihli dilekçesi ile davacının Tarım Bağ-Kur sigortasında 8.000,00 TL fazla ödeme olduğunu, bunun Esnaf Bağ-Kur sigortalılığına aktarılmasını talep ettiği, davalı Kurum tarafından aktarma işleminin yapıldığı, ancak daha sonra davacının, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi gereğince durdurulmasını talep ettiği, fakat davalı Kurum tarafından, davacının 27.07.2010 tarihli dilekçesine verilen cevapta; Esnaf Bağ-Kur sigortalılığına ait fazla ödemelerin Tarım Bağ-Kur dosyasına aktarıldığının, bu nedenle geçici 17. madde gereğince 01.05.2008 tarihi itibari ile 60 ayı aşan prim borcu bulunmadığının, Tarım Bağ-Kur sigortalılığına yersiz olarak ödenen ve Esnaf Bağ-Kur dosyasına aktarılan primlerin tekrar Tarım Bağ-Kur’a aktarılmasının mümkün olmadığının ve Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının durdurulmasının mümkün olmadığının bildirildiği, davacının 20.11.2000 tarihinden itibaren vergi kaydı bulunduğu ve bu tarihten itibaren davalı Kurum tarafından 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 01.08.1999 – 20.11.2000 tarihleri arasında da 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.” denilmektedir.
Somut olayda; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında hiç prim ödemesi bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Kurum tarafından, davacının 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına ödediği primlerin, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına aktarılmasının, davacının 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17. maddesinden yararlanmasını etkilemeyeceği, bu itibarla 20.01.2000 – 30.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında hiç prim ödemesi bulunmayan davacının 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17. maddesinden yararlanması gerektiği göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.