Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8433 E. 2014/7981 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8433
KARAR NO : 2014/7981
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/637-2012/550

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının davalı işyerinde 25.06.2007 – 18.01.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı şirket nezdinde 25.06.2007 – 18.01.2010 tarihleri arasında toplam 124 gün süre ile 506 Sayılı Yasa’ya tabi olarak sürekli ve kesintisiz hizmet aktine istinaden asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı tekstil fabrikası işyerinde çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen 25.06.2007 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu ve 25.06.2007 – 19.01.2010 tarihleri arasında davalı Kurum’a çalışma bildirildiği, dönem bordrolarının dosya içerisine alınmadığı, ücret bordrolarının ise bilirkişi tarafından, davalı vekilinin 25.03.2011 tarihli dilekçesinde Bafra ASHM’nin diğer 4 dosyasının içerisinde bulunduğunun beyan edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; bordro ve komşu işyeri tanıkları dinlenilmeden yetersiz tanık beyanları ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacı tarafından talep edilen döneme ait bordrolar getirtilerek re’sen tespit edilecek bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının beyanları yeterli görülmez ya da bordro tanığı tespit edilemez ise talep edilen dönemde bu işyerine komşu işyeri sahipleri ile çalışanları tespit edilip bu kişilerin de beyanlarına başvurmak, bilirkişi tarafından davalı vekilinin dilekçesinden, Bafra ASHM’nin diğer dosyaları içerisinde olduğu anlaşılan ücret bordrolarını dosya arasına almak ve böylece toplanan deliller ışığında davacının çalışmalarını tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit ederek sonuca gitmekten ibarettir.
Kabule göre de; dava, davacının talebi gibi kabul edildiği halde, kısmen kabul edilmiş gibi davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya ve davalılardan B.. L..’ne iadesine 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.