Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8387 E. 2013/14463 K. 04.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8387
KARAR NO : 2013/14463
KARAR TARİHİ : 04.07.2013

Davacı, iş kazası sonucu uğradığı maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 25.05.2010, 08.10.2010 ve 26.02.2013 tarihlerinde üç defa davayı takip etmemesi nedeniyle HMK’nın 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 05.03.2013 tarihli mazeret dilekçesi ekinde Erenköy FTR Hastanesince düzenlenen ve “A.Rino Farenjit” hastalığı nedeniyle 25, 26 ve 27 Şubat günleri için 3 gün istirahat verildiğine dair hekim raporunu sunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının 05.03.2013 tarihli dilekçesinin eski hale getirme istemi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 95.maddesine göre elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.
Kanun’un 96.maddesine göre eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir. İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme talebinde bulunmak mümkündür. Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eski hâle getirme talebinde bulunulabilir.
Somut olayda, davacının sunduğu hekim raporu davacının 26.02.2013 tarihli oturuma HMK’nın 95. maddesi anlamında isteği dışında katılamadığını göstermektedir ve aynı Kanunun 96. maddesinde öngörülen iki haftalık süre içinde bu durum mahkemeye dilekçe ile usulüne uygun olarak bildirilmiştir. O halde davacının 05.03.2013 tarihli dilekçesinin eski hale getirme istemi olarak değerlendirilerek istem hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de manevi tazminat istemine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle davalılar yararına 1.320,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 5.750,00 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.