Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/8099 E. 2014/8086 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8099
KARAR NO : 2014/8086
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2009/1176-2013/84

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 1.4.1996-29.3.2009 tarihleri arasında davalının yanında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 20.10.1998-29.3.2009 tarihleri arasında davalının yanında hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmişse de, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığına dair sigortalı işe giriş bildirgesinin düzenlenmediği gibi Kuruma bildirilen sigortalı çalışmasının da bulunmadığı, davalı B.. D..’nin 26.3.1983-1.4.2009 tarihleri arasında Siyavuşpaşa Mahallesi Muhtarı olduğu ve davacının davalı muhtar yanında çalıştığını idda ettiği, dinlenen tanıklarının davacının çalıştığı süreleri ve çalışmanın niteliğini belirlemeye yeterli olmadığı gibi tanık beyanları arasındaki çelişkinin de giderilmediği ve davalı işyerinde davacı dışında çalıştığı iddia edilen E.. A.. kişinin de beyanının alınmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davalı işyerinin muhtarlık olduğu anlaşıldığından, buraya en yakın karakol çalışanları tespit edilerek, beyanlarına başvurulmalı, davacı ile aynı işyerinde çalışan E.. A.. tanık olarak dinlenmeli, ayrıca davacıya ücretini nasıl ve nerden aldığı hususları açıklatılarak, delillerini sunmasını için süre verilmeli ve giderek SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ile işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek, gerekirse dinlenen tanıkların hizmet cetvelleri alınarak nizalı dönemde komşu işyerlerinde çalışmalarının olup olmadığı tespit edilip, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; davalı Kurum harçtan muaf olduğu halde yargılama giderlerine dahil edilmek suretiyle harç ödemekle yükümlü kılınması ve dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Bedrettin Demirci’ye iadesine, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.