Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7879 E. 2014/8130 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7879
KARAR NO : 2014/8130
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2012/203-2013/334

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının 25.09.1999-30.06.2011 tarihleri arasında (02.12.2006-31.12.2006 tarihleri arası hariç) davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 25/09/1999-30/06/2011 tarihleri arasında, 02/12/2006-31/12/2006 tarihleri arasındaki süre dışlanmak suretiyle 12/07/2006 tarihine kadar davalı M.. Ö.. yanında; 12/07/2006 tarihinden sonra da davalı Ö.. T..San.Tic.Lti.Şti.nde , kesintisiz olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 02/12/2006-31/12/2006 tarihleri arasında 30 gün dava dışı 1006519 sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, 15/03/2007-30/06/2011 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1011365 sicil numaralı işyerinden ayda 30 gün üzerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davalı şirkete ait 1011365 sicil numaralı işyerinin 2006/7-2001/6. ay arası dönem bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarının olmadığı, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Sosyal Güvenlik Hukukuna ilişkin bu tür davalarda talep değerlendirilirken gerçeğin bulunması asıldır. Davacı 25.09.1999-30.06.2011 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespitini istemiştir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı yasanın 79/8 maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, davacının 25.09.1999-30.06.2011 tarihleri arasında davalı işveren yanında geçtiğini iddia ettiği çalışmaları 02/12/2006-31/12/2006 tarihleri arasında dava dışı 1006519 sicil numaralı işyerinden yapılan hizmet bildirimleri ile kesintiye uğramaktadır. Dava konusu edilen 25/09/1999-01/12/2006 tarihleri arasındaki dönem yönünden; işe giriş bildirgesinin düzenlenmemesi ve kuruma herhangi bir şekilde hizmet bildirimi, ücretlerinden SGK ‘ya prim kesilmesi de söz konusu olmaması, yönetmelikte belirtilen belgelerin bulunmamasına göre, bu döneme yönelik hizmet tespiti isteminin dava tarihine göre hak düşürücü süreye uğradığı açıktır.
01/01/2007-30/06/2011 tarihleri arasında kalan dönem yönünden ise, davacının gerek davalı M.. Ö.. yanında gerekse yine M.. Ö..’ın ortağı bulunduğu davalı şirket yanında kesintisiz olarak çalıştığı belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de M.. Ö..’ın davalı şirketin ortağı olup olmadığı Ticaret Sicil kayıtlarından tespit edilmeden ve davalı şirket ile M.. Ö.. arasında organik bağ bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, 25/09/1999-01/12/2006 tarihleri arasındaki dönem yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ve 01/01/2007-30/06/2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise davalı şirket ile M.. Ö.. arasında organik bağ bulunup bulunmadığını, M.. Ö..’ın davalı şirketin ortağı olup olmadığını araştırıp toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Ö.. T..’ne iadesine, 17/04/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.