Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7677 E. 2014/7684 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7677
KARAR NO : 2014/7684
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi

TARİHİ : 08/11/2012

NUMARASI : 2008/768-2012/1003

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Kurum ve Milli Eğitim Bakanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2-Dava, davacının 07.04.1999-15.03.2004 tarihleri arasında davalı Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Pendik Merkez İlköğretim Okulunda geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.

Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı okulda 02.11.2000; 11.10.2001, 17.02.2003 tarihlerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgelerinin verildiği, davacının bir kısım hizmetinin bildirildiği, davalı okulun 01.11.1994 tarihinden itibaren kanun kapsamında olduğu, 1999/5-2004/1.dönemlerine ilişkin dönem bordrolarının getirtildiği, dinlenen tanıklardan Nilsun Bingöl’ün davalı okulda 15.08.2003 tarihinde çalışmaya başladığı ve davacı ile birlikte çalışmadıklarını beyan ettiği, diğer tanıkların da davacının Nilsun Bingöl’ün işe başlaması ile birlikte işi bıraktığını beyan ettikleri, davacının davalı Kuruma bildirilen hizmetlerinin bir kısmının mahkemece de tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yapılacak iş, öncelikle davalı Kuruma bildirilmiş olan hizmetin tespitine karar verilmesinde hukuki yarar olmadığından bu süreler bakımından tespite karar verilmemesi gerektiğini göz önünde bulundurmak, davacının 15.08.2003 tarihinde davalı işyerindeki çalışmasının sona erdiğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu dikkate almak, öncesindeki çalışmanın tespiti bakımından tanık beyanları yetersiz olduğundan ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.