Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7670 E. 2014/7778 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7670
KARAR NO : 2014/7778
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/405-2013/459

Davacı, 21/01/2011 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının, üst işverenliğini davalı İmsa İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin, alt işverenliğini (taşeron) diğer davalı F.. A..’nın yaptığı Şanlıurfa-Bozova yol inşaatının 18. km’sinde köprü kalıplarını sökerken 21/01/2011 tarihindeki düşerek topuğunun kırılması olayının iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa’nın 11. maddesinden (5510 sayılı Yasa’nın 13.maddesinden ) kaynaklanmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası, a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı hemen veya bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.
Sosyal Güvenlik Kurumunun 17/01/2013 tarihli raporunda olayın iş kazası olmadığı belirtilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında, davalı F.. A..’nın taşeron olarak diğer davalı şirketten demir işini aldığını, davacıcı ile birlikte F.. A.. nezdinde sigortasız olarak çalışmaya başladıklarını, olay günü davacının 5
metre yükseklikteki kalıpları sökerken düşüp yaralandığını, davalı tanıkları ise, davacıyı ve taşeron F.. A..’yı tanımadaklarını, alt-üst işveren ilişkisi bulunmadığını, işyerende herhangi bir kaza meydana gelmediğini belirttikleri, 17/01/2013 tarihli Kurum raporunda davacının hastane kayıtlarında 21/01/2011 tarihli muayenesinde ön tanı olarak yumuşak doku bozukluğu tanımlandığı, 24/01/2011 tarihli müracaatında ise, ön tanı olarak kalkaneus kırığının tanımlandığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının yaralanmasıyla ilgili hastane raporunun getirtilmediği, kaza tarihi itibariyle, bordrolu çalışanların tespit edilip dinlenmediği, davalılar arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediği, kararın gerekçe bölümünde davacıyı hastaneye götüren kişilerin yaralanma olayı ile ilgili olarak hastanede verdikleri beyanlara atıf yapılmış ise de, bu beyanların dosyada bulunmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş, öncelikle davacının çalışırken yaralandığını belirttiği işyeri ile ilgili dönem bordrolarını celbetmek, olay tarihi itibariyle kayıtlı çalışanları tespit edip beyanlarını almak, davalılar arasında alt-üst işveren ilişkisi bulunup bulunmadığını araştırmak, davacının yaralanmasıyla ilgili hastane tarafından düzenlenen raporu istemek, yaralanma olayı ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı, emniyet müdürlüğü ve jandarma komutanlığınca adli işlem yapılıp yapılmadığını araştırmak, davacıyı hastaneye götüren kişilerin hastanede verdiği beyanlarla ilgili olarak kararın gerekçe bölümünde atıf yapılan ilgili bilgi ve belgeleri getirtmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.