Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7643 E. 2014/7774 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7643
KARAR NO : 2014/7774
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2009/477-2012/924

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/05/2003-14/04/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/05/2003-14/04/2008 tarihleri arası davalıya ait işyerinde kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalıya ait işyerinin “56579 034” sicil nolu olup, 12/01/2005 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacı adına davalıya ait işyerinden 12/01/2005-11/12/2007 arası kesintili bildirim yapıldığı, 11/01/2007 tarihli davalı anttetli ve imzalı yazıda davacının 01/05/2003 tarihinden beri işyerinde makine operatörü olarak çalıştığının belirtildiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının kot yıkama işinde çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dönem bordrolarının getirtilmediği, (dönem bordrolarının İstanbul İl Sosyal Güvenlik Müdürlüğü yerine Elazığ İl Sosyal Güvenlik Müdürlüğünden istendi) dinlenen tanıkların kayıtlı tanıklar olup olmadıklarının araştırılmadığı, dolayısıyla davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle dönem bordrolarını celbetmek, dönem bordrolarından tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, belediye, vergi dairesi, emniyet gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerleri sahiplerinin veya çalışanlarının beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.