Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7638 E. 2014/7772 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7638
KARAR NO : 2014/7772
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2013/119-2013/18

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/03/2000-15/03/2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi E İ.tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 15/03/2000-15/03/2002 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin bir bölümünün hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü
sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa’dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı adına imzalı 01/07/2001 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı tarafından Kuruma verildiği, 01/07/2001-30/04/2002 tarihleri arası dönemin tamamının Asya Su A.Ş. Tarafından bildirildiği ( Asya Su AŞ 2011/8. ayda nevi değiştirerek davalı olan Reysaş AŞ’ye dönüştü) yine hizmet döküm cetvelinde15/05/2000-10/06/2000 tarihleri arasında 27 günlük Ö Maden Suyu Ltd. tarafından bildirim yapıldığı,Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşen alacak davasında uyuşmazlık konusu olan 15/03/2000-15/03/2002 tarihleri arası dönemin alacaklarına hükmedildiği,Eylül/2000 tarihli numune kabul , Mayıs/2001 tarihli mikroskobik inceleme ve Mart/2001 tarihli tahsilat belgelerinin davacı adına düzenlendiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında daacının 2 yıl süreyle kesintisiz çalıştığını belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı adına 01/07/2001 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, 01/07/2001 tarihinden sonraki dönemin bildirimlerinin yapıldığı, dolayısıyla işe giriş bildirgesi verilmiş olmakla bildirgeden önceki dönem yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği dikkate alınmadan, öte yandan dönem bordroları getirtilip bordro tanıkları resen tespit edilip dinlenmeden, talep edilen dönemde dava dışı Özkaynak Maden Suyu Ltd tarafından bildirim yapılmış olup bu işyeri ile davalı arasında fiili veya hukuki bağlantı bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını celbetmek, dönem bordrolarından tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse Sosyal Güvenlik Kurumu, belediye, vergi dairesi emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin sahipleri veya çalışanlarının beyanlarına başvurmak, davacı adına bildirim yapılan dava dışı Ö. Maden Suyu Ltd. ile davalı işveren arasında bağlantı bulunup bulunmadığını tespit etmek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
14/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.