Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7403 E. 2014/7216 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7403
KARAR NO : 2014/7216
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2012
NUMARASI : 2007/55-2012/1051

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30/03/2003-21/07/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 30.03.2003 – 21.07.2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının kesintisiz çalışma olgusunu ispat edemediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; odun-kömür satışı yapan davalı işyerinde çalıştığını beyan eden davacı adına 16.07.2002 ve 21.07.2003 tarihli işe giriş bildirgeleri düzenlendiği, ayrıca davacının davalı işyerinde 16.07.2002 – 30.03.2003 ve 21.07.2003 – 23.07.2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalı Kurum’a bildirildiği, bordro tanığı tarafından davacının çalışmalarının sürekli olduğu beyan edilirken komşu işyeri tanıklarının yaz aylarında çalışılmadığını beyan ettikleri, davacının davalı işyerinde çalışır iken 23.07.2003 tarihinde elini hızar makinesine kaptırdığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davalı işyerinin çalışma dönemlerine ilişkin olarak tanık beyanları arasında çelişki bulunmasına rağmen bu çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerinin defter ve belgelerini dosya arasına almak, vergi dairesinden beyannameleri istemek, zabıta marifeti ile başkaca komşu işyeri tanıklarını tespit etmek, mahallinde keşif yaparak ve tespit edilen komşu işyeri tanıklarını keşif sırasında dinleyerek davalı işyerinin faaliyet konusunu ve yapılan işin kapsamını tespit etmek, böylece davalı işyerindeki çalışmanın mevsimlik olup olmadığını hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.