YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7402
KARAR NO : 2014/3061
KARAR TARİHİ : 25.02.2014
MAHKEMESİ : İskenderun 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2013
NUMARASI : 2012/96-2013/34
Davacı, murisinin, 01/02/1956 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, sigortalılık başlangıcının 01/02/1956 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem
bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 02.03.1927 doğumlu davacının, 506 sayılı Yasa kapsamında olan “21221000-9229” nolu B…Maden Ltd. Şti. adına tescilli iş yerinde 01.02.1956 tarihinde işe girdiğini gösterir sigortalı işe giriş bildirgesinin usulüne uygun olarak Kuruma intikal ettirildiği, giriş bildirgesinin verildiği iş yerinden davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirilmediği, işverinin davacının çalıştığı dönemi kapsayan 1956/1 bordrosını Kuruma verdiği ancak bordroda davacının adının bulunmadığı, 1956/1 dönem bordorosndaki bordro tanıklarının nüfus ve açık adres kayıtlarının araştırılarak yöntemince dinlenilmedikleri, mahkemece dinlenilen tanık S.. A..’ın 1956/1 dönem bordrosuna adının bulunmadığı, zabıta araştırmasıyla da tespit edilerek davacıyla birlikte çalışan tanıkların dinlenilmedikleri, komşu işyeri tanıklarının tespiti için gerekli zabıta araştırmasının yaptırılmadığı, işyeri sicil dosyasının getirtimediği, işyerinin talep edilen dönemde faal bir işyeri olup olmadığının araştırılmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği, anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, işyeri sicil dosyasını getirtmek, işyerinin talep edilen dönemde faal bir işyeri olup olmadığını, 506 sayılı Yasa kapsamına alınma ve çıkartılma tarihlerini davalı Krum’dan sorarak araştırmak, davaya konu işyeriyle ilgili müfettiş raporunun olup olmadığını davalı Kurum’dan sormak, bordo tanıklarının nüfus ve adres kayıtlarını tespit ederek dinlemek, davacının özellikle davaya konu işyerinde muris S.. D.. ile birlikte çalışan tanıklarını bildirmesi için davacıya önel vermek, davacı tarafından tanık bildirildiği takdirde bildirilen tanıkların dava konusu dönemde davacıyla birlikte çalışıp çalışmadıklarının denetlenebilmesi için zabıta araştırması yaptırmak; Kurumdan, Belediyeden veya Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sigorta sicil numarasının Kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek; fiili çalışma olgusunun ispatlanması halinde şimdiki gibi kabul; ispatlanamaması halinde davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.