Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/738 E. 2014/1274 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/738
KARAR NO : 2014/1274
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/967-2012/875

Davacılar murisinin, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacıların murisleri A.. İ.. 18 yaşını ikmal ettiği 26.09.2005-01.02.2007 tarihleri arasında iş sözleşmesiyle… Gıda Zirai Ürünler İnş. Tekstil Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ünvanlı işveren şirkete ait ….Et Market isimli işyerinde sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacılar murisi A.. İ.. davalı 1022944.21 sicil numaralı … Gıda Ziraat Ürün. İnş. Teks. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyerinde asgari ücretle 14.07.2006-01.06.2009 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalıştığı, bu hizmetlerinin 14.07.2006-31.01.2007 tarihleri arasındaki 197 günlük hizmetinin davalı Kurum’a bildirilmediği, bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı “1022944.21″ sicil numaralı “…….. Gıda Ziraat Ürün. İnş. Teks. Paz. San. Tic. Ltd. Şti.” ünvanlı işyerinin kasaplık işiyle iştigal ettiği, 16.06.2004 tarihinde faaliyetine başladığı, 01.02.2007 tarihli işe giriş bildirgesinin davacıların murisi adına düzenlendiği ve 31/01/2007 tarih ve 12818 varide no ile Kurum kayıtlarına intikal ettiği, murisin hizmet cetvelinin getirtildiği; muris adına dava konusu dönem içerisinde hizmet bildiriminde bulunulmadığı, 2005/09. – 2007/02. dönem bordrolarında murisin sigortalı kaydının yer almadığı, bordro tanıklarının beyanlarının alındığı, davalı şirketin en büyük hisse sahibinin murisin babası olduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 6.maddesinde belirlendiği şekilde sosyal güvenlik hakkı vazgeçilemez, devredilemez ve kaçınılamaz bir haktır. Davalı işveren ile davacıların murisinin baba-oğul olduğu nazara alındığında; davalının, müteveffa oğlunun sosyal güvenceden yoksun kalmasına neden olacak şekilde hizmet süresini eksik bildirmiş olması, hayatın olağan akışına uygun çalışmasının bulunmadığının kabulünü gerektirmektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.