Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/7340 E. 2014/8112 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7340
KARAR NO : 2014/8112
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2008/150-2013/257

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı SGK’nun tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıya ait şarküteri ve zeytin satışı işyerinde (13.03.2001-13.09.2002 tarihleri arasındaki askerlik süresi nedeniyle işe ara verdiğini belirterek) 27/10/1996- 20/02/2001 ile 15/06/2002-30/07/2004 tarihleri arasında geçen ve SGK’na eksik bildirilen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davacının bu işyerinde askere gitmeden önce bir süre çalıştığı, dava tarihi itibariyle muvazzaf askerlik tarihinden önceki çalışmasının 5 yıllık hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 28.09.2002-30.07.2004 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine, fazlaya dair talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının 28.09.2002-30.07.2004 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine dair mahkeme kararı yerindedir. Ancak dava tarihi itibariyle muvazzaf askerlik tarihinden önceki 27/10/1996-20/02/2001 tarihleri arasındaki çalışmasının 5 yıllık hak düşürücü süreye uğradığı yönündeki karar doğru olmamıştır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde Mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Somut olayda davacının, 10.08.1981 doğum tarihli olup, 13.03.2001-13.09.2002 tarihleri arasında askerlik görevi yaptığı, tespitini istediği dönem itibariyle herhangi bir sigortalılığının bulunmadığı, davalı işverence SGK’na bildirilmiş çalışmasının olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi gereği bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de, davacının 27.10.1996 tarihinden itibaren başka bir işverenin işyerinde çalışmaksızın iş aktinin sona erdiği tarihe kadar davalı işverene ait işyerinde çalıştığı kayıtlı tanık anlatımlarıyla kanıtlandığı taktirde, aynı işverene ait işyerindeki hizmet akti, askerlik hizmeti süresince askıda olduğundan, diğer bir anlatımla hizmet akdi 27.10.1996 tarihinden itibaren kesintisiz olarak devam ettiğinden hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Öte yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Yapılacak iş; davacının bu işyerinde askerlik süresi hariç, aralıksız çalıştığını doğrulayan tanık anlatımları, çalışmanın kesintiye uğramaması ve askerlik hizmeti süresince hizmet akdinin askıda olması nedeniyle 27.10.1996-20.02.2001 tarihleri arasındaki dönem yönünden hak düşürücü sürenin geçmemiş olduğu da dikkate alınarak tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.