Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/6931 E. 2014/8131 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6931
KARAR NO : 2014/8131
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2009/1116-2013/71

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 29.09.1997 tarihinden 25.11.1997 tarihine kadar sigortasız çalıştırıldığını ve 29.09.1997 tarihinden 31.08.2009 tarihine kadar sigorta primlerinin eksik yatırıldığını belirterek 29/09/1997-25/11/1997 tarihleri arasındaki hizmetinin tespiti ile gerçek ücretinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25/11/1997-31/08/2009 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1001882 sicil numaralı işyerinden ayda 30 gün ve asgari ücret üzerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, dönem bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarının olmadığı, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Hizmet tespti yönünden verilen karar yerinde ise de, davacının gerçek ücretinin tespitine yönelik talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Ücret tespiti yönünden açılan davada davacı işçi servis şefi olarak asgari ücretin üzerinde çalıştığını ileri sürmektedir.
Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret üzerinden ücret alması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumun belirlenmesi halinde, işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağı düşünülemez.
Tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Kanunun m.200 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmak sureti ile sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacıya yapılan avans ödemelerine ilişkin avans makbuzları davacı tarafından dosyaya sunulmuş olup bu belgeler ile ilgili olarak SGK kontrol memuru Ömer Faruk Batur tarafından yapılan inceleme sırasında 18.4.2007 günlü 3.000.00.TL.lık makbuzun çocuğunun düğün masrafı için aldığı borç miktarı olduğu, o tarihte net maaşının 1.235.00.TL olduğu, 7.4.2008 tarihli 520.50.TL.lık avans makbuzunun, aldığı avanstan sonra maaşının geri kalan bölümü olduğu, 5.12.2008 günlü 495.50.TL.lık makbuzun 345.00.TL.sının maaş harici tutar olup 300TL.sının bankaya eksik yatan miktar, 150.00.TL.sının bayram, 45.00.TL.sının AGİ olduğunu, o dönem net maaşının 1.445.00. TL olduğu bildirilmiştir. Ayrıca davacı tarafından davalı işverene karşı işe iade istemiyle dava açılmış olup davacının işe iadesine kakar verilmiştir ve karar 22. Hukuk Dairesinin kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Dosyada bulunan bu yazılı belgeler göz önünde bulundurulmadan ücret tespiti yönünden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacı tarafından dosyaya sunulan ve yukarıda bahsi geçen yazılı delilleri değerlendirmek, davacının kazanmış olduğu işe iade davasının infaz edilip edilmediğini araştırmak, infaz edilmemiş ise boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatları yönünden yapılan işlemleri belirlemek, mahkeme dosyasını ve varsa takip dosyasını getirtmek, davacının ücreti ile ilgili bilgi ve belgeleri değerlendirip toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.