Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/6830 E. 2014/7211 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6830
KARAR NO : 2014/7211
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2012/396-2013/263

Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin ve başlatılan takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali ve %40’tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının T. İplik ve Tekstil Ürünleri San. Ve Tic. Aş.’nin yönetim kurulu üyesi olduğu, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, şirketin temsil ve ilzam yetkisinin yönetim kurulu başkanı H. E. ile yönetim kurulu üyesi F. Ü.’ye ait olduğu, davacının üst düzey yönetici vasfının bulunmadığı, bu nedenle T. İplik ve Tekstil Ürünleri San. Ve Tic. Aş.’nin 2005 yılından 2012 yılına kadar çeşitli dönemlerine ilişkin davalı Kurum’a olan prim borçlarından sorumlu olamayacağı anlaşıldığından, davacı aleyhine yapılan takiplerin iptaline, davaya konu yapılan takipler nedeniyle davalı tarafın kötü niyetli olmadığı ve davacının borç durumunun yapılan yargılama ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıktığı anlaşıldığından davacı tarafın icra inkar tazminatı yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; ödeme emirlerinin 2005/7 – 2012/2. aylar arasına ait prim borcuna ilişkin olduğu, davanın süresinde açıldığı, T. İplik Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin kuruluşunun 20.02.1986 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği, davacının kurucu ortak olduğu, ayrıca yönetim kurulu üyesi olduğu, bu tarihte şirketin temsilinin yönetim kurulu üyelerinde olduğu, 14.09.1989 tarihinden itibaren şirketi temsil ve ilzama H. E. ve F. Ü.’ün seçildiği, davacının kuruluştan itibaren yönetim kurulu üyesi olduğu, ancak bu tarihten sonra şirketi temsil ve ilzamda yetkisinin bulunmadığı, 13.09.2002 tarihli Yönetim Kurulu Kararında Yönetim Kurulu Üyesi olarak H. E., Faik Ünlü, İclal E. ve S. Ü.’nün seçildiği, şirket unvanını ihtiva eden şirket kaşesi altında H. E. ve F.Ü.’nün münferiden imzaları ile şirketi her hususta ayrı ayrı temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, 10.10.2005 tarihli Yönetim Kurulu Kararında Yönetim Kurulu Üyesi olarak H. E., F. Ü., İ. E. ve S. Ü.’nün seçildiği, şirket unvanını ihtiva eden şirket kaşesi altında H.E. ve Faik Ünlü’nün münferiden imzaları ile şirketi her hususta ayrı ayrı temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, 16.11.2007 tarihli Yönetim Kurulu Kararında Yönetim Kurulu Üyesi olarak H. E., F.Ü. İ. E. ve S. Ü.’nün seçildiği, şirket unvanını ihtiva eden şirket kaşesi altında H. E. ve F. Ü.’nün münferiden imzalan ile şirketi her hususta ayrı ayrı temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, 05.01.2011 tarihli Yönetim Kurulu Kararında Yönetim Kurulu Üyesi olarak H. E., F. Ü., İ.E.’ün seçildiği, şirket unvanını ihtiva eden şirket kaşesi altında H.E. ve F. Ü.’nün münferiden imzaları ile şirketi her hususta ayrı ayrı temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını, 506 sayılı Yasa’nın 80/13. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 88/20. maddesi oluşturmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 80/13. maddesi hükmüne göre; tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmemesinden işverenle birlikte sorumlu tutulabilmesi için primlerin tahakkuk ve tediyesinde yetkili üst düzey yönetici olması zorunludur.
5510 sayılı Yasa’nın, 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 88. maddesinin 20. fıkrasında ise; “Kurum’un sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun’da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmekte olup yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 88/20. maddesinde açıkça; haklı sebepler olmaksızın deyimine de ver verilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri tarafından primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise, prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar. Diğer bir anlatımla şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan yönetim kurulu üyeleri, borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilirler ve haklı nedenin varlığı halinde, prim borcundan dolayı Kurum’a karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamazlar.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda, 5510 sayılı Yasa’da bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer yasalardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa sosyal güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
Somut olayda; davacının T. İplik Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi temsil ve ilzama yetkisi ile parasal konularda imza yetkisi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve ödeme emirlerine konu borç dönemleri 506 sayılı Yasa ile 5510 sayılı Yasa dönemleri açısından ayrı ayrı değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; T.İplik Tekstil Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin prim tahakkuku döneminde şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerini belirten yönetim kurulu kararları, karar defterleri getirtilerek, davacının 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 88/20. maddesi anlamında gerçekten sorumlu olup olmadığını tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya koyup toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.