Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/6793 E. 2014/7506 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6793
KARAR NO : 2014/7506
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/55-2013/90

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 12/03/2001-15/04/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun ve davalı işverenin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyeri olan kreş ve gündüz bakım evinde 12.3.2001 ile 15.4.2005 tarihleri arasında çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı işveren nezdinde 12.3.2001 ile 12.4.2005 tarihleri arasında çalıştığına karar verilmiş ise de varılan bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun’un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine
-başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa’nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin 5.Kolordu Komutanlığı K.Savaş Kışlası Kreş ve Gündüz Bakımevi unvanıyla A. R. Ş. tarafından 12.4.2005 tarihinde kanun kapsamına alındığı, aynı işyerinin daha önce de 1.1.2001 taraninde yasa kapsamına alındığı, davacı adına davalı işyerinden 12.4.2005 ile 31.12.2011 tarihleri arasında kesintisiz bildirim olduğu, davalı işyerine ait 2005/4 ile 2011 tarihleri arasında dönem bordrolarının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece usulüne uygun komşu işyeri tanığı araştırması yapılmadan ve davalı işyerinin dönem bordrolarında isimleri bulunan Z. K. ve S. G.’in beyanları dikkate alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Çünkü söz konusu tanıklar işyeri 2005 yılında kanun kapsamına alındığı için ancak 2005 yılından sonraki çalışmalar için bordro tanığı niteliği taşımakta olup, davacının talebi ise 2001 ile 2005 yıllarına ilişkindir.
Yapılacak iş; işyerinin ilk kez yasa kapsamına alınış tarihi ve ilk kez faaliyete ne zaman geçtiği araştırılarak, 2005/4 ayından önce davalıya ait işyeri dönem bordrolarının olup olmadığı sorularak var ise nizalı dönemdeki bordrolarda adı geçenlerin de tanıklığına başvurmak, davacının çalıştığı işyerinin askeri tesisler içinde kalması ve giriş-çıkışların kontrol edilmesi nedeniyle buna dair kayıtlar var ise kayıtların dosya arasına alınarak veya davacıya askeri tesislere girebilmesi için kimlik kartı verilmiş ise bu kimlik kartının dosya arasına alınarak, davalı işyerinde A.R. Ş.’de dahil hangi yıllarda kimin başkanlık yaptığı tespit edilerek, davacının talep ettiği dönemde isimleri belirlenen başkanları tanık sıfatıyla dinlemek ve davacının talep ettiği dönemde askeri lojmanda oturup çoçuklarını kreşe gönderenleri belirleyip beyanları alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Öte yandan 5.Kolordu Komutanlığı K. Savaş Kreş ve Gündüz Bakımevi Müdürlüğü’ne her ne kadar tüzel kişiliği olmadığından husumet yöneltilemez ise de davanın başından beri davadan haberdar olan Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından takip edilmiş olması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun ve davalı işverenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.