Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/6527 E. 2014/8127 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6527
KARAR NO : 2014/8127
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Karaman İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2013
NUMARASI : 2009/148-2013/8

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı vekili, davacının 06/06/1973-07/06/1980 tarihleri arasında davalılardan S Holding A.Ş’nin Karaman Pamuklu Sanayi müessesi müdürlüğüne ait iş yerinde 9060095 sigorta sicil numarası ve ablası olan davalı D. Y.(E.)’ın kimliği ile çalıştığını belirterek Hasan kızı 1959 doğumlu S. H.(Y.)’ın 06/06/1973-07/06/1980 tarihleri arasında S Holding A.Ş.’nın Karaman Pamuklu Sanayi müessesinde D. Y. (E.) adı ve 9060095 sigorta sicil numarası ile çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne Hasan kızı 1959 doğumlu S.H. (Yılmaz)’ ın 05/06/1973-06/06/1980 tarihleri arasında davalı S.Holding A.Ş.’de D. Y.(E.) adı ve 9060095 sigorta sicil numarası ile çalıştığının tespitine, karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Hasan Kızı 20/05/1956 Karaman doğumlu D. Y.’ın 05/06/1973 tarihinde K. İplik ve Pamuklu Mensucat T.A.Ş. Ünvanlı ve 4848 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığına dair işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, işe giriş bildirgesinde sigortalı imzasının bulunduğu, Durdane Yılmaz’a ait 9060095 sigorta sicil numaralı hizmet cetveline göre 1973/2. dönem-06/06/1980 tarihleri arasında 4848 sicil numaralı işyerinde 2462 gün sigortalı çalışmasının bulunduğu, S. Holding tarafından sunulan işyeri dosyasında sigortalıya ait bir tane fotoğraf bulunduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 12/11/2012 tarihli raporda; inceleme konusu belgelerdeki imzaların Dürdane Yılmaz’ın eli ürünü olmadığının davacı S.H.(Y.)’ ın eli ürünü olduğunun kabulünün gerektiğinin bildirildiği, fotoğraf incelemesine ilişkin 21/11/2012 tarihli raporda ise; inceleme konusu fotoğraflar ile davacıya ait fotoğraflar arasında benzerlikler bulunduğunun belirtildiği, tanık beyanlarının alındığı ve tanıkların davacı ile aynı dönemde aynı işyerinde çalıştıklarını, çalışan kişinin davalı Dürdane Yılmız değil davacı S. Y.olduğunu belirttikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, hem davacının hem de davalının imza örnekleri alınarak işe giriş bildirgesinde bulunan imzanın davacıya veya davalıya ait olup olmadığı hususunda inceleme yapılmasına ve işyeri dosyasında bulunan fotoğraf ile davacının fotoğrafları arasında karşılaştırma yapılarak davacıya ait olup olmadığı hususunda inceleme yapılmasına rağmen davalı D. .’a ait fotoğraflar getirtilip aynı şekilde inceleme yapılmadan ve davacı ile aynı dönemde birlikte çalıştıklarını belirten tanıkların bordro tanıkları olup olmadıkları tespit edilmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı D. Y.’ın Evlenme Memurluğu, Nüfus Müdürlüğü gibi Kurumlardan eski ve yeni fotoğraflarını getirtip, getirtilen fotoğraflar ile işyeri dosyasında bulunan fotoğraf arasında benzerlik bulunup bulunmadığı, söz konusu fotoğrafın davalıya ait olup olmadığı hususunda inceleme yaptırmak, davalı işyerine ait dönem bordrolarını veya dinlenen tanıklara ait hizmet cetvellerini getirtip tanıkların bordro tanığı olup olmadıklarını tespit etmek, bordro tanığı olmadıklarının anlaşılması halinde dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların tanık sıfatıyla bilgilerine başvurmak ve toplanan delillerin sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.