Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/6481 E. 2014/6601 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6481
KARAR NO : 2014/6601
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2013
NUMARASI : 2011/360-2013/43

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 01/10/1999-01/08/2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve H.. Ö.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N. K. D.tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 01.10.1999 – 01.08.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işyerinde 01.10.1999 – 09.11.2002 tarihleri arasında ve 09.04.2004 – 01.08.2004 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince 04.08.2004 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği ve 04.08.2004 – 03.02.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının davalı Kurum’a bildirildiği, davacının 09.12.2002 – 09.03.2004 tarihleri arasında askerlik yaptığı, davacı ile davalılardan H.. Ö.. arasında imzalanan 04.08.2004 tarihli muhabirlik sözleşmesinde sözleşmenin iki tarafın da itirazı olmadığı sürece her yıl başında yenileneceğinin yazmakta olduğu, bordro tanıklarının bir kısmı davacının askerlik haricinde sürekli olarak çalıştığını beyan ederken, bazılarının davacının çırak olarak işe başladığını ve çalışmalarının kesintilere uğradığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; bordro tanıklarının beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; re’sen seçilecek başkaca bordro tanıkları işe zabıta tarafından tespit edilecek komşu işyeri tanıklarını dinlemek, davacının çıraklık durumunu araştırmak ve toplanan deliller ışığında davacının çalışmalarını hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak sonuca gitmekten ibarettir.
Kabule göre de; dava kısmen kabul edildiği halde davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan H.. Ö..’e iadesine 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.