YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6480
KARAR NO : 2014/2504
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2013
NUMARASI : 2012/213-2013/22
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 29/09/1983 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, sigortalılık başlangıcının 29.09.1983 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; ” Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 02.01.1967 doğumlu davacının, 506 sayılı Yasa kapsamında olan “8213” nolu Ç.. Lokantası iş yerinde 29.09.1983 tarihinde işe girdiğini gösterir sigortalı işe giriş bildirgesinin usulüne uygun olarak Kuruma intikal ettirildiği, giriş bildirgesinin verildiği iş yerinden davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirilmediği, işverinin davacının çalıştığı dönemi kapsayan bordroları Kuruma verdiği ancak bordroda davacının adının bulunmadığı, 1983/2 dönem bordorosndaki bordro tanıklarının nüfus ve açık adres kayıtlarının araştırılarak yöntemince dinlenilmedikleri, zabıta araştırmasıyla da tespit edilerek davacıyla birlikte çalışan tanıkların dinlenilmedikleri, komşu işyeri tanıklarının tespiti için gerekli zabıta araştırmasının yaptırılmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, bordo tanıklarının nüfus ve adres kayıtlarını tespit ederek dinlemek, davacının özellikle davaya konu işyerinde birlikte çalıştığı tanıklarını bildirmesi için davacıya önel vermek, davacı tarafından tanık bildirildiği takdirde bildirilen tanıkların dava konusu dönemde davacıyla birlikte çalışıp çalışmadıklarının denetlenebilmesi için zabıta araştırması yaptırmak; Kurumdan, Belediyeden veya Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sigorta sicil numarasının Kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; 02.01.1967 doğumlu olan davacının 506 sayılı yasanın Geçici 54 maddesi delaleti ile 60/G maddesi uyarınca 18 yaşını doldurduğu 02/01/1985 tarihinden evvel sigortalı sayılması imkanı bulunmadığı halde; sigortalılık başlangıç tarihinin 29.09.1983 olarak tespit edilmesi de isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.