YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6476
KARAR NO : 2014/6503
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : Mersin 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2012/47-2012/36
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01.01.2000 – 28.05.2008 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 75030 sicil numaralı davalı işyerinin 01.01.1993 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, bu işyerinden davacı adına 10.11.2003 ve 28.12.2007 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği ve ihtilaflı dönemde 10.10.2003 – 31.08.2007 ve 28.12.2007 – 28.05.2008 tarihleri arasında davalı işyerinden, 22.11.2007 – 27.12.2007 tarihleri arasında davadışı işyerinden davacının çalışmalarının bildirildiği, Kasım 2003 ila Ağustos 2007 tarihleri arasında ve Aralık 2007 ila – Mayıs 2008 tarihleri arasında imzalı işçi aylık pusulalarının olduğu görülmüştür.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda, davacı tanıklarının, dava konusu dönemde davacının tam zamanlı çalışmasını doğrulamalarına rağmen, davalı tanıklarının kısmi olarak çalıştığını beyan ettikleri, resen tanık seçilerek dinlenilmediği ve tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, imzalı ücret bordrolarının varlığına rağmen imzalı ücret bordrolarına göre eksik bildirilen aylara ait çalışmaların da tamamlandığı anlaşılmıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde otuz günün altında geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından ibraz edilen ücret bordrolarına göre, Kasım 2003 ila Ağustos 2007 tarihleri arasında ve Aralık 2007 ila – Mayıs 2008 tarihleri arasında davacının çalışmaları eksik bildirildiği halde Mahkemece bu bordrolardaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı sorulmadan ve gerekirse imza incelemesi yaptırılmadan bu dönemler yönünden 30 güne tamamlayacak şekilde çalışmaya hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarından, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan A. Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.