Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5987 E. 2014/6598 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5987
KARAR NO : 2014/6598
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Manavgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2012
NUMARASI : 2007/144-2012/494

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20/03/2005-30/07/2006 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N. K.Demir tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 20.03.2005 – 30.07.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı A.. Ç.. nezdinde 20.03.2005 – 15.11.2005 ve 16.03.2006 – 30.07.2006 tarihleri arasında çalıştığının, 2005 yılından 236 gün, 2006 yılından 135 gün tespiti gereken prim ödeme gün sayısı bulunduğunun, prime esas kazancın asgari ücret olarak belirlenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait hediyelik eşya dükkanında çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işverence düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalının davacı ve tanık Ümit Kuş’un da aralarında bulunduğu bir kaç kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunarak; bu kişilerin bir süre kendisine ait işyerinde çalıştıklarını, 30.07.2006 tarihinde söz konusu kişileri işten çıkarması nedeni ile bu kişilerce tehdit edildiğini ve kendisinden tehdit ile para talep ettiklerini, ayrıca arabasını ateşe verdiklerini bildirdiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; bordro tanığı ile komşu işyeri tanıkları dinlenilmeden, davacı tanığı Ümit Kuş ve davalı arasında da niza olduğu göz ardı edilerek sadece davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı işyerine ait bordrolarda ismi bulunan Nizamettin Köksal’ı dinlemek, davalının işyerinin bir otelin içerisinde bulunduğu anlaşılmış olmakla; söz konusu otelin talep edilen dönemdeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları arasından re’sen seçilecek tanıkları dinlemek, zabıta marifetiyle ve davalının işyerinin bulunduğu otelden sorularak, talep edilen dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerinin çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanlarını dinleyerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.