Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5972 E. 2014/5925 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5972
KARAR NO : 2014/5925
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2006/409-2012/897

Davacı, iş kazası sonucu maluliyet oranının tespitiyle iş göremezlik ödeneği bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, geçirmiş olduğu iş kazası nedeni ile maluliyet oranının tespitini ve iş göremezlik ödeneği bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının maluliyet oranının %100 olarak kabulüne, 08.05.2004 tarihi itibariyle %100 malül olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, 08.05.2004 tarihinde, davalı F.. A..’ın evinin inşaatında diğer davalı M.. T..’a bağlı olarak çalışırken, elindeki demir çubuğun inşaatın yakınından geçen yüksek gerilim hattına değmesi sonucu vücudunda yanıklar meydana geldiği, Bakanlık müfettişince olayın iş kazası olduğunun bildirildiği, mahkemece talep edilmesi üzerine SSK Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı’nca davacının maluliyetinin bulunmadığının bildirildiği, davacının itirazı üzerine Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.02.2009 tarihli kararı ile yine davacının maluliyetinin bulunmadığının bildirildiği, H…..Hastanesi’nin 18.01.2011 tarihli raporunda; davacının elektrik çarpması sonucu işitme kaybına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesinin istenildiği belirtilerek, davacıdaki işitme kaybının söz konusu kazadan kaynaklanmadığının bildirildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 14.10.2011 tarihli raporunda; davacının işitme kaybı ile olay arasında illiyet bağı bulunmadığının, davacının olay tarihindeki arızasının araz bırakmadan iyileştiğinin, maluliyet tayinine gerek bulunmadığının, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin, bu süre içerisinde %100 malul sayılması gerektiğinin ve mesleğini icra edemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kaza tarihinde yürürlükte olan, 506 sayılı Yasa’nın 12. maddesi gereğince; iş kazası veya meslek hastalığına maruz kalan sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilir ve sürekli maluliyet halinde de sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.
İş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremezlik, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 16. ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu iş göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında iş kazasının olduğu ya da meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten, tedavisinin bitimine kadar, geçici iş göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa’nın 89. maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre bir ödenek verilir. Sigortalının iş göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur. Ancak kusur durumu ve zararın oluşumuna veya artmasına sigortalının katkısına göre % 50’ye kadar geçici iş göremezlik ödeneği azaltılabilir.
Sürekli iş göremezlik hali ise, 506 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu, sigortalının yapılan tüm tedavi ve tıbbi uğraşlara rağmen eski sağlığına kavuşamaması, beden gücünün bir bölümünü ya da tamamını kaybetmesi durumunda ortaya çıkar. Sürekli iş göremezlik nedeniyle meslekte kazanma güç kayıp oranı % 10 ve üzerinde ise Kurum tarafından sigortalıya bir gelir bağlanır. Bu gelir sigortalının tam ya da kısmi iş göremezlik durumuna göre belirlenir. Sigortalının kusuru (geçici iş göremezlikten farklı olarak) sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesinde dikkate alınmaz.
Yukarıda açıklandığı üzere, geçici ve sürekli iş göremezlik devre zararlarının hesabı ayrı ilkelere tabidir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirin karşılanması; sürekli iş göremezlik halinde ise, iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle çalışma gücünde meydana gelen eksilme sonucu gelir kaybı ya da yıpranmaya bağlı olarak ortaya çıkan zararın tazmini söz konusudur.
506 sayılı Yasa’nın 99. maddesinde ise; iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların hakkı doğuran olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde istenmemesi halinde zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının ise, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 14.10.2011 tarihli raporunda, davacının işitme kaybı ile olay arasında illiyet bağı bulunmadığının, davacının olay tarihindeki arızasının araz bırakmadan iyileştiğinin, maluliyet tayinine gerek bulunmadığının, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin, bu süre içerisinde %100 malul sayılması gerektiğinin ve mesleğini icra edemeyeceğinin bildirilmesi karşısında; davacının iş göremezliğinin kaza tarihinden itibaren 3 ay sürdüğünün anlaşılmasına rağmen mahkemece hükümde, “ davacının maluliyet oranının %100 olarak kabulüne, 08.05.2004 tarihi itibari ile malul olduğunun tespitine ” denilmek sureti ile davacının kazadan sonra sürekli olarak %100 malul olduğu şeklinde hüküm kurulması ve davacının iş göremezlik ödeneği bağlanmasına ilişkin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir hüküm kurulmaması da isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının olay tarihindeki arızasının araz bırakmadan iyileştiğinin anlaşılması nedeni ile maluliyet tespitine ilişkin talebinin reddine karar vermek, davacının geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin talebi açısından ise; geçici iş göremezlik ödeneği için davalı Kurum’a başvurup başvurmadığını, Kurum tarafından yapılan herhangi bir ödeme olup olmadığını araştırarak yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı F.. A..’a iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.