Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5887 E. 2014/6286 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5887
KARAR NO : 2014/6286
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2013
NUMARASI : 2011/104-2013/101

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekili tarafından temyiz edilmesi ve davalılardan P.. Ş..vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından, Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 03.02.2009 tarihinden 01.03.2011 tarihine kadar davalı işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin 15.09.2008 tarihinden itibaren kanun kapsamında olduğu, davacının davalı işyerinden 09.08.2010-30.11.2010 ve 21.02.2011-28.02.2011 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, dönem bordrolarının ve 2010 yılı 8-11.aylarına ilişkin ücret bordrolarının getirtildiği, dosyadaki ücret bordrolarında davacının imzasının bulunduğu ve imzalara itirazının da olmadığı, 04.08.2010 tarihinde davalı işyerinde yapılan denetimde davacının işyerinde çalışanlar arasında bulunmadığı, 21.02.2011 tarihli iş sözleşmesinin, 28.02.2011 tarihli fesih sözleşmesinin bulunduğu, 30.11.2010 ve 28.02.2011 tarihlerinde işten ayrılış bildirgelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yapılacak iş; öncelikle davacının imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan dönemlerde ise tanık beyanı ile çalışmasının tespitine karar verilebileceğini göz önüne alarak dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davalı işyerinde çalışmanın kesintili olup olmadığını, çalışma kesintili ise çalışmaya hangi tarihlerde ara verildiğini, davacının çalışmasının kesintiye uğrayıp uğramadığını sormak, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu
olan, kayıtlı iş yeri sahiplerini ve adreslerini açık ve net olarak belirleyip, Belediyeden ve Vergi Dairesinden bu iş yerlerinin kayıtlarını getirtip komşu ve yakınlıklarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtları SGK’dan getirtilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverene iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.