Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5826 E. 2014/6597 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5826
KARAR NO : 2014/6597
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2013
NUMARASI : 2012/523-2013/10

Davacı, SSK’lı çalışmaları ile çakışan Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, çakışan dönemlerde SSK’lı çalışmalarının geçerli sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N. K. D. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları ile çakışan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının iptali ile çakışan dönemlerde 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının geçerli sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece, 24.08.2007 – 25.09.2007, 01.04.2008 – 30.04.2008, 07.05.2008 – 30.05.2008, 02.04.2009 – 28.02.2011 tarihleri arasındaki dönemde davacının 5510 Sayılı Yasa’nın 4/1-a kapsamında gerçekleşen çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti ile anılan dönemde davacıyı 5510 Sayılı Yasa’nın 4/1-b kapsamında sigortalı kabul eden Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı Kurum tarafından 01.01.1988 – 31.03.1997 ve 25.06.2007 – 31.12.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, 07.05.1998 – 31.03.2007 tarihleri arasında SSK’lı olarak kısmi çalışmaları bulunduğu, ayrıca 24.08.2007 – 25.09.2007, 01.04.2008 – 30.04.2008, 07.05.2008 – 30.05.2008 ve 02.04.2009 – 30.01.2012 tarihleri arasında da SSK’lı çalışmaları olduğu, davacının 01.01.1988 – 31.12.1994 ve 25.06.2007 – 31.12.2011 tarihleri arasında vergi kaydı, 02.03.1989 – 21.03.1997 tarihleri arasında ve 27.01.2010 tarihinden beri devam eden sicil kaydı bulunduğu, oda kaydı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nda, “çakışan sigortalılık sorunu” hakkında, birbirlerine paralel düzenlemeler yer almaktadır. Her iki Yasa’da; bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmıştır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin I. (F) bendinde “Kanunla kurulu emekli asandıklarına aidat ödemekte olanların”, (K) bendinde ise, “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. ve II. fıkralarında da “Bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması” koşulu getirilmiştir. Bütün açıklamalardan anlaşılacağı üzere; sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlilik tanınmaktadır. (03.10.2001 gün ve 2001/21-627 esas, 2001/659 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ).
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 53/1 maddesinde “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı” bildirilmiştir. 03.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise “Sigortalının, 4. Maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı” belirtilmiş ve Yasa’nın Geçici 33. maddesi ile “Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü üzere kanunların derhal uygulanması ilkesi aksine, aynı Yasa’nın Geçici 33. maddesiyle 01.03.2011 tarihli, 5510 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin birinci fkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir.
Öte yandan 1479 sayılı Yasa’nın 25. maddesinin (g) bendine göre, “Gelir vergisinden muaf olan, ancak Esnaf ve Sanatkarlar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden Bağ-Kur sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce sigortalılıkları sona erer.” düzenlemesi mevcut olup 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasa’nın benzer şekildeki “Sigortalılığın Sona Ermesi” başlıklı 9/b-10. maddesinde “Gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkarlar sicili kaydına istinaden 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün öncesinden sigortalılıklarının sona ereceği” düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları 31.03.2007 tarihinde sona ermiş, daha sonra 24.08.2007 tarihinde başlamıştır. Ancak bu arada davacının, 25.06.2007 – 31.12.2011 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmaktadır ki bu durumda anılan tarihler arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması gerekmektedir. Davacının vergi kaydı 31.12.2011 tarihinde sona ermesine rağmen, 27.01.2010 tarihinden beri devam eden sicil kaydı bulunduğundan davacı, 31.12.2011 tarihinden sonra da 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmaya devam edecek, ancak; 5510 sayılı Yasa’nın 9/b-10. maddesi
gereğince bu sigortalılığı “hizmet akti ile çalışmaya başladığı” tarihten bir gün önce sona erecek ve bundan sonra davacının 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalı kabul edilmesi gerekecektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.