Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2013/5801 E. 2014/7101 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5801
KARAR NO : 2014/7101
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Manisa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2012/199-2013/116

Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından 04/05/2009 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına, emeklilik talebinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/07/1994-04.05.2009 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 Sayılı Yasanın prim borçlarının yapılandırılması hükümlerinden faydalanması ve tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanması istemine ilişkindir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 2008 tarihinde prim kesintisine istinaden 1.7.1994 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak Kuruma tescil edildiği, teslim ettiği ürünlerden 1994, 1996,1997 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı, Kurumun bu pirim kesintilerine göre 1.7.1994-31.12.1994, 1.5.1996-31.12.1997 tarihleri arası ve 1.8.2008 tarihinden itibaren sigortalı kabul ettiği anlaşılmaktadır. Prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin düzenli olması gerekir. Düzenli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da düzenli olduğu dolayısıyla tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Somut olayda, davacının prim kesintilerine göre Kurumun kabul ettiği sigortalılık süreleri yönünden kurum işlemi doğrudur. Mahkemece davacının prim kesintisinin olmadığı dolayısıyla sigortalılık koşullarının oluşmadığı yıllarda sigortalı kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının prim kesintilerine göre Kurumun kabul ettiği sigortalılık sürelerine ilişkin kurum işlemi doğru olduğundan, davacının Kurumca kabul edilmeyen sigortalılık sürelerinin tespiti istemi hakkında red kararı verip, yaşlılık aylığı koşullarını buna göre değerlendirmekten ibaretir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.